9Onlar, gökten ve yerden önlerinde ve arkalarında bulunanı gör müyorlar mı? Yani onlar, cezayı gerektiren kötü şeyleri yapıp duruyorlar da kaçışları mümkün olmayacak şekilde kendilerini her yönden kuşatan gök ve yere bakmıyorlar mı? Gerçekten bu ikisi, o inkârcılar nerede olurlar ve ne reye giderlerse gitsinler, onların önlerinde ve arkalarında, sağında ve solunda bulunur. Ardından Allahü teâlâ, gök ve yer tarafından beklenen korkulu duru mu açıklayarak şöyle buyurmuştur: Dilersek Karun'u yere geçirdiğimiz gibi onları da suçlan gere ğince yere geçirir, ya da üzerlerine gökten parçalar düşürürüz. Tıpkı Eyke halkı üzerine düşürdüğümüz gibi. Çünkü onlar, işledikleri suçlar sebe biyle bunu haketm işlerdi. Gökten parçaların düşürülmesinin anlamı, Hazret-i Şuayb'ın kavmi olan Ey ke halkının üzerine düşürüldüğü gibi ateş parçalarının düşürülmesidir. Eyke halkı ormanları, bahçeleri ve bol ağaçları bulunan kimselerdi. Allahü teâlâ on lara aşırı bir sıcaklık göndermiş, onlar da bir bulut görerek gölgelenmek üzere o bulutun altına gelmişlerdi. Bu arada üzerlerine ateş yağdırılmış ve yanıp yok olmuşlardır. Şüphesiz bunda göğün ve yerin, durup bakan kimseyi her yönden kuşatması ile ilgili belirtilen hususta, ya da zikredilenleri dile getiren vahyin okunmasında (Rabbine) yönelen her kul için apaçık ibret vardır. Şüphesiz insan gök ve yeri, ya da zikredilen vahyi düşündüğü zaman kötülük yapmaktan vazgeçerek Allahü teâlâ'ya yönelir. ”İnabe" Allahü teâlâ'ya yönelmek, tevbe ve samimi olarak yapılan amelle O'na dönmektir. Âyet-i kerimede tevbe etmeye, Allah'a yönelmeye önemli ölçüde bir teşvik, ayrıca suç ve günahı engelleme vardır. Bu sebeple Allah'tan korkan kul, Allah'ın kahrından bir an bile emin olamaz. Gerçekten Allah, her şeye gücü ye tendir. Ve O, lütuf ve kahrı, âlemdeki her zerreye ulaştırır. |
﴾ 9 ﴿