31Sonra şüphesiz siz de kıyamet günü her şeyinizin sahibi olan Rabbinizin huzurunda davalaşacaksmız. Ve sen onlara şu şekilde delil getireceksin: Ben benimle gönderilmiş olan ahkâmı ve öğütleri sizlere tebliğ ettim. Hakka çağırma konusunda tam manasıyla çaba sarfettim. Onlar ise inad ettiler, daveti kabul etmediler, faydasız bir takım mazeretler ileri sürdüler. Meselâ: ”Ey Rabbimiz biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar" (Ahzab: 67), ya da: ”Hayır, sadece biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk. Biz de onların izinde gidiyoruz" (Zuhruf: 22) dediler. Bir hadisi şerifte şu ifadeler yer alır: ”insanlar arasındaki davalaşma devam eder gider. Hatta ruh ile ceset de birbiri ile davalaşır. Ceset der ki,: 'Ben sadece atılmış cansız bir kütük mesabesinde idim. Hiçbir şey yapamazdım.' Buna karşılık ruh şöyle cevap verir: 'Ben sadece rüzgârdan ibaret bir şeyim. Hiçbir şey yapamam.' Ruh ile cesede iki gözü kör olanla kötürüm olan örnek verilir. Gözleri görmeyen kişi kötürümü taşımakta, o da gözü ile görmeyene yolu göstermektedir. Görmeyen ise kötürümü iki ayağı ile taşımaktadır. ” Bir başka hadisi şerifte şöyle buyurulur: ”(Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sorar): 'Müflis kimdir?' Sahabîler cevap verirler: 'Bizim anlayışımıza göre müflis parası pulu, malı mülkü olmayan kimsedir.' Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurur ki,: 'Benim ümmetimin müflisi kıyamet günü namaz, oruç ve zekâtla gelen fakat aynı zamanda birisine kötü söz söylemiş, bir diğerinin iffetine iftira etmiş, bir başkasının malını yemiş, bir diğer kişinin kanım akıtmış olarak gelen kişidir. Bunlardan birisine yaptığı iyiliklerden hakkı verilirken, bir diğerine de aynı şekilde verilir, iyilikleri, üzerinde ödemesi gereken borçlar tamamlanmadan bitince, alacaklıların günahları alınır ve bu kişiye yüklenir. Böylece o yüklenmiş olduğu bu günahlarla cehenneme atılır.'" |
﴾ 31 ﴿