7

Onlar zekâtı vermezler. Zekâtın farz olduğuna iman etmezler ve onu vermezler.

Âhireti öldükten sonra dirilmeyi, sevabı ve cezayı

inkâr edenler de onlardır. Burada ”hum" (onlar) zamirinin bir cümlede iki kez ifade edilmesi te'kid, pekiştirme içindir. Bu son cümle, ”vermezler" fiili üzerine matuf olup, müşriklerin ikinci sıfatları olmaktadır. Birinci cümlenin fiil cümlesi, ikincisinin isim cümlesi olması zekât vermemenin durmadan yenilenmesinden, kâfirliğin de sürekli olmasından dolayıdır. (3)

Şâfiîler derler ki,: ”Müşrikin müşrik olması ve zekâtı vermemesi dolayısıyla tehdit edilmesi gösteriyor ki, müşrik o haldeyken zekât verme emrine muhataptır. Çünkü muhatap olmasaydı zekât vermediği için âyette yer alan tehdide muhatap olmazdı. Madem ki, zekât verme emrine muhataptır, o halde müşrik İslamın diğer fer'î emirlerine de muhataptır. Çünkü müşriklerin sadece zekât vermeye muhatap olduklarını, diğer fürû ahkâmdan mes'ui olmadıklarını söyleyen âlim yoktur. Şu halde bütün fürû ahkâmı yapmadıkları için azap görürler."

Bizim Irak'lı mezhep imamlarımız da (Hanefiler) bu kanaattedirler.

Bu iki mezhebin dışında diğer âlimler müşriklerin bu gibi emirlerin vacip oluşuna itikadla muhatap oldukları, fürû ile ilgili ahkâmı uygulama vücûbiyeti altında olmadıkları kanaatine varmışlardır. Şu halde bu âlimlere göre onlar usul kitaplarında ayrıntılarıyla açıklandığı üzere farziyete inanmadıkları için azap göreceklerdir.

Bizim mezhep âlimlerimizden, müşrikler önce Müslüman olmak şartıyla fürû ahkâmdan da sorumludur. Tıpkı bir Müslümanın önce abdest alarak namaz kılmaktan mes'ui olduğu gibi diyenler olmuştur.

Ebussuûd tefsirinde der ki,: ”Yüce Allah müşrikleri, zekâtı vermemekle vasıflandırmıştır. Bunu zekâtı vermeme fiilinden kaçındırmak ve korkutmak için yapmıştır. Zira zekât vermemeyi müşriklerin sıfatlarından kılmış, ayrıca bu sıfatı âhireti inkâr etme sıfatıyla yanyana zikretmiştir. Çünkü görüleceği üzere zekât vermemenin peşinden ”Âhireti inkâr edenler de onlardır," buyurmuştur. Zekât, İslâmm köprüsüdür, kim o köprüyü geçerse kurtulur, geçmezse helak olur denilmiştir."

İbnü's-Sâib der ki,: ”Müşrikler kâfir oldukları halde hac edip umre yapıyorlar, mallarının zekâtını ise vermiyorlardı."

7 ﴿