8Şüphesiz iman edip iyi iş yapanlar için başa kakılmayan bir mükâfat vardır. Yani kendilerinin başlarına kakılmayan bir mükâfat vardır. Bir başka ifadeyle Allah, iman edip salih amel işleyenin basma bu nimeti kakıp da onun bundan dolayı hoşnutluğunun bulanmasına yol açmaz, demektir. ”Minnet", aslında ağır bir nimet demektir. Bu nimeti veren kimse verdiği kişiden karşılığında herhangi bir ücret istemez. İşte bu kelime daha sonra başa kakma anlamında kullanılmıştır. Bir başka ifadeyle başa kakma anlamına gelen ”imtinân" nimeti saymak demektir. Yüce Allah'ın âhirette kullarına verecek olduğu bütün şeyler O'nun bir ihsanı ve ikramıdır. Ehl-i Sünnet ve'l-Cemâat'e göre Yüce Allah'ın kullarına verecek olduğu nimetlerden hiçbirisini vermesi, üzerine vacip değildir. Verilen nimetleri başa kakmak her ne kadar sahih ise de Allahü teâlâ bunu kendisinin bir ihsanı ve ikramı olarak yapmaz. "Gayru memnun" ifadesi, âhirette ardı arkası kesilmeyen mükâfat ve sevap anlamına da gelebilir. Ya da ”ğayru memnun" Yüce Allah'ın ”...Yalnız sabredenlere mükâfatları hesapsız ödenecektir." (Zümer: 10) âyet-i kerimesinde olduğu gibi hesapsız anlamına da gelir. Kâmus'ta denir ki,: ”Ecrun ğayrü memnun" demek hesapsız, ya da ardı arkası kesilmeyen mükâfat demektir. |
﴾ 8 ﴿