50

Yemin olsun ki, kendisine dokunan bir zarardan sonra Biz ona hastalıktan ve sıkıntıdan kurtarmak gibi

katımızdan bir rahmet sıhhat ve geçim bolluğu

tattırırsak: 'Bu benim hakkımdır, bu hayır bana, kendimde bulunan bir fazilet ve üstünlükten dolayı hak ettiğim için gelmiştir. Bunlar ebediyyen benim elimden çıkıp gidecek değildir. O, böyle söyler. Allahü teâlâ'nın o nimeti, kendisine şükür mü edecek, yoksa nankörlükte mi bulunacak diye denemek için verdiğini bilmez ve yine Allah isterse onu artık vermeyeceğinden gafil olur. Muhammed’in iddia ettiği gibi

kıyametin kopacağını sanmıyorum, kıyametin kopması ve benim dirilmem gerçek olsa bile bu taktirde

Rabbime döndürülmüş olsam bile muhakkak O'nun katında benim için daha güzel şeyler vardır' der. Yani kıyamet kopsa ve ben yeniden diri İsem bile yine kendim lâyık olduğum için iyi bir halde olurum. Ben inanıyorum ki, dünyada bana verilen nimetler, onlara lâyık olduğumdandır, âhiret nimetleri de böyledir. Çünkü âhirette bu nimetlerin veriliş sebebi yine mevcuttur.

Bazı müfessirler: ”Rabbime döndürülmüş olsam bile muhakkak O'nun katında benim için daha güzel şeyler vardır, cümlesindeki ”daha güzel şey" ifadesini cennet olarak tefsir etmişlerdir ve bunu söyleyen kişi alay olsun diye söylemektedir," demişlerdir.

Biz, inkâr edenlere yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz onların amellerini gerçek biçimleriyle ortaya çıkardığımız zaman bunların gerçek yüzünü onlara bildireceğiz ve onlar bu amellerin çirkin amel olduğunu ve bunların zillet doğuracağını yoksa kişinin ikram görmesine sebep olacak güzel ameller olmadığını göreceklerdir

ve muhakkak onlara mahiyetini hiç kimsenin bilemeyeceği ve hiç kimsenin asla kurtulamayacağı

ağır azaptan tattıracağız. Bu azap o kadar ağır bir azaptır ki, onları dört bir taraflarından kuşatır. Bu kimse, dünyada iken Allah'ın rahmetinden kovulma ve uzaklaşma azabı ile azap görüyordu. Fakat azabın tadını ve elemini almadığından Allahü teâlâ, gaflet uykusundan uyandıktan sonra yani öldükten sonra ona azabın tadını tattıracaktır. Nitekim dünya hayatının bir uykudan ibaret olduğunu Hazret-i Ali (kerremallahu veçhen) şöyle ifade eder: ”İnsanlar dünyada uykudadırlar, öldüklerinde uyanacaklardır."

Bu âyet-i kerimede şöyle denmiş olmaktadır: O kâfirlerin Allah'tan ikram ve izzet göreceklerine dair itikadlarma ve inançlarına bedel olarak Yemin olsun ki, Biz onlara alçaltıcı büyük bir azap tattıracağız. Buradaki azap kelimesinin büyüklük ile vasıflanması azap görecek olan kimsenin bedeninin büyüklüğünden dolayı demek de mümkündür.

50 ﴿