18Ona inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler, bunlar, inkâr ederler ve alaya alırlar. Kıyametten korkmazlar, kıyamet ne zamanmış, derler. Keşke kopsa da hak neymiş karşımıza çıksa, hak, bizim üzerinde olduğumuz yol mu, yoksa Muhammed ve arkadaşlarının izledikleri yol mu, baksak? derler. Onlar kıyamete inanmayınca, kıyamette olacak olaylardan da korkmazlar. Onlar kıyametin kopacağını uzak gördüklerinden kopmasını talep ederler. ”Acele etmek" herhangi bir şeyi daha zamanı gelmeden önce istemek ve araştırmak demektir. Ona inananlar ise ondan korkarlar kıyamete özen göstermekle birlikte sevap beklentisi için ondan korkarlar. Çünkü mü'minler daima korku ve ümit arasında olurlar. Kıyametin çabuk kopmasını istemezler ve onun gerçek olduğunu bilirler. Kıyametin kesin bir biçimde mutlaka kopacağını bilirler. Bu âyet-i kerime de mü'minlerin ölümden sonra gelecek olan imtihan korkusuyla ölümü temenni etmeyeceklerine, söz konusu imtihana hazırlanacaklarına işaret vardır. Ama ölüm gelip çattığında da bunu kötü görmeyeceklerine de ayrıca işaret edilmektedir. Çünkü ölümü ancak cahil veya iştiyak sahibi yani Allah'a bir an önce kavuşmak için özlem duyan kimse temenni eder. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında tartışanlar, mücadele edenler ve şüpheden kaynaklanan bir inatla geleceğini inkâr edenler derin haktan uzak bir sapıklık içindedirler. Âyetteki ”yumarüne" kelimesi ”şüphe" anlamındaki ”mirye" kökünden gelmektedir. Şüphe tartışmaya götürdüğü için o şekilde mana verilmiştir. Âyetin sonunda ”derin, yani haktan uzak bir sapıklık" denilmiştir. Çünkü kıyametin kopması eşyanın gözle görülmeyen, gözden uzak olan kaybolmuşlarına benzer. Çünkü öldükten sonra dirilme, ölmüş olan yeryüzünü ihya etmek gibidir. Herhangi bir kimse kıyametin kopacağım aklına sığdıramıyorsa ondan daha uzağını hiç sığdıramaz. Aslında uzaklık, sapık olan kimse için söz konusudur. Çünkü yoldan uzak olan odur. Dolayısıyla onun bu fiili, kendisine bir vasıf olmuştur. Buna göre âyetin manası: Kıyamet günü hakkında tartışanlar, uzak bir sapıklık içindedirler. Çünkü sapık olan kimse, ister yakın ister uzak olsun yolunu şaşırmıştır. |
﴾ 18 ﴿