<3 align="justify" style="text-indent: 33pt; line-height: 19pt; margin: 7pt" dir="ltr"> 25

O, kullarının tevbesini neye tevbe etmişlerse bunu bağışlayarak

kabul eden... Çünkü şayet tevbeyi kabul etmezse bu, kulları günaha teşvik anlamına gelir.

İbn Abbas (radıyallahü anhüma) der ki,: ”Bu âyet-i kerimedeki hüküm mü'mine, kâfire, dosta ve düşmana herkese şamil ve geneldir. Bunların arasından her kim tevbe ederse Allahu teâlâ tevbesini kabul eder. ”Tevbe": Günahlardan pişman olmak suretiyle dönmek, ya da bir daha asla o günahlara dönmemeye azmetmek demektir."

Şeyh Bûşencî der ki,: ”Tevbe, insanın, günah zikredildiği zaman kalbinde onun tadını almaması demektir."

Kötülükleri şirk hariç büyük ve küçük günahları tevbe etmeseler bile sırf rahmetinin bir tecellisi ile veya bir şefaatçinin şefaati ile dilediği kimseler için

bağışlayan -ki, Ehl-i Sünnet ve'l-Cemâat mezhebi bu kanaattedir -

ve yaptıklarınızı gerek hayır, gerek şer

bilendir ve tevbe edene tevbesinin karşılığını veren, tevbe etmeyen kimseye ise hikmetlere ve maslahatlara dayalı dilemesinin gereğine göre hesap sormayandır.

25 ﴿