10

Artık sen, Ey Rasûlüm Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)! Mekke kâfirleri için bekle,

göğün apaçık bir duman getireceği günü gözetle. Açık olup şüphe duyulmayan bir dumanı, yahut o günde gelecek olan Allah'ın vaadini gözetleyip bekle. Şiddetli kuraklık olup, açlığın yaygınlaşması ”duman" ismiyle ifade edildi. Buna göre anlam; onlar için açlığın şiddetleneceği günü bekle. Öyle ki, aç olan kimse, kendisiyle gök arasında ya gözünün zayıflığından veya kuraklık zamanında yağmurların az, tozların çok olmasından dolayı hava karardığından dumana benzer bir şey görür. Nitekim bunun için kurak seneye, kül yılı (âmu'r remâde) dedikleri gibi tozlu yıla da (es-senetü'l-gabrâ') denir. Anlaşıldığı üzere tozlu yıl, toprakta hiçbir bitkinin bitmediği ve rüzgâr estiğinde kül gibi toprak saçtığı yıla denilmektedir. Yahut Arapların bir şeyi sebebine nispet ettikleri şeyle adlandırıldıklarından böyle denilmiştir.

Kureyş peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'e yaptıkları işkencede aşırı gidince onlara beddua edip şöyle buyurdu: ”Allah'ım! Mudar kabilesine karşı cezanı şiddetlendir ve onlara Yusuf (aleyhisselâm)'un seneleri gibi kıtlık seneleri göster." Yusuf (aleyhisselâm)'un senelerinden maksat yedi kıtlık senesidir. Allahü teâlâ da onun duasını kabul etti ve onları kuraklık felâketine çarptırdı. Hatta o derece ki, İaşeleri, derileri, kemikleri, kan ve deve tüyü karışımı olan şeyleri ateşte kızartarak yiyorlardı. Adam açlıktan gökyüzü ile yer arasında duman görüyordu. Biri ile konuşuyor, onun sözünü işitiyor, ama dumandan gözünün önündeki perdeden onu göremiyordu.

10 ﴿