28İşte böylece o nimetleri bu şekilde onların ellerinden çekip alarak Biz de onları başka bir topluma miras bıraktık. Bunların miras bırakılması demek; onları malik kılacak şekilde bırakılması ve onların bu nimetler üzerinde, vârisin, kendine kalan mirastaki tasarrufu gibi, tasarruf edebilme hakkına sahip olmasıdır. Yani Biz kıptîlerin mallarını onalara akraba olmayan, din veya velayet cihetinhdende onlara hiçbir yakınlığı bulunmayan bir topluluğa bıraktık. Bu topluluk da onların ellerinde köle olup, hizmetçilik yapan İsrail oğullarıydı. Allah kıptîleri helak etmiş, ülkelerini, mülklerini ve mallarını da onlara miras olarak bırakmıştı. Denildi ki,: ”Bu kendilerine miras bırakılan topluluk, İsrail oğullarından başka bir kavimdir. Çünkü onlar Mısır'a dönmemişlerdir." Katâde şöyle dedi: ”Meşhur tarihlerde onların Mısır'a döndüğü ve oraya hükmettikleri hiçbir şekilde rivayet olmamıştır." Buna cevap olarak: ”Tarih kitaplarına itibar edilemez. Zira içlerinde birçok yalan vardır. Allahü teâlâ'nın sözü daha doğrudur, denilir. Nitekim şâirlerin İsrail oğullarımn oraya mirasçı olduklarını belirten şiirleri nakledilmiştir." Müfessirler şu âyetin: ”...Umulur ki, Rabbiniz düşmanınızı helak eder ve onların yerine sizi yeryüzüne hâkim kılar..." (A'râf: 129) tefsirinde şöyle dediler: ”Sizi Mısır topraklarında veya mukaddes topraklarda hâkimler kılacaktır." Yine Allahü teâlâ'nın: ”Hor görülüp ezilmekte olan o kavmi (Yahudileri) de yerin doğu taraflarına ve batı taraflarına mirasçı kıldı..." (A'râf: 137), âyeti hakkında da şöyle dediler: Yani Şam topraklarıdır. ”Yerin doğu taraftarıyla, batı tarafları" ise, yerin doğu ve batı yönleri olup oralara Firavunlardan ve Filistin'deki zorba kavimlerden olan Amal ikadan sonra, İsrail oğulları Tih çölündeki dolaşmaları bittikten sonra mâlik oldular ve o yörelere yerleştiler. Bu konuda müfessirlerin sözleri tutarsız oldu. Bazen bu yerin, Mısır diyarı olduğunu bazen de Şam diyarı olduğunu söylediler. Ancak açık olarak gözüken ve anlaşılan ikincisinin doğru olmasıdır. Çünkü akla ilk gelen iman edenler kendilerinin oraya hâkim kılınmasıdır. Yoksa çocuklarının değil. Mısır'a ise çocukları vâris olmuştu. Çünkü orası Davud (aleyhisselâm) zamanında fethedildi. Bu yerin hem Şam diyarı, hem de Mısır diyarı olması da mümkündür. Bu halde ezilenlerden murad da onların kendisi ve çocukları olur. Çünkü oğullara, babalarına nisbet edilen şey nisbet edilir. Allah en iyi bilir. |
﴾ 28 ﴿