39Biz onları ancak hak olmak üzere yarattık. Yahut, Biz onları herhangi bir sebepten dolayı değil, ancak iman, itaat, öldükten sonra diriltmek ve amellerin karşılığı olan bir hak, gerçek sebebiyle yarattık. Fakat onların çoğu, Mekke kâfirleri, gafletlerinden ve düşünmemelerinden dolayı işin bu şekilde olduğunu bilmiyorlar. Dolayısıyla öldükten sonra diriltilmeyi, amellerin karşılığının verileceğini inkâr ediyorlar. Âyet, haşrin varlığına delildir. Eğer diriltilme olmayıp, amellerin karşılığı verilmemiş olsaydı, bu yaratılanların hepsi boşuna olurdu. Çünkü Allahü teâlâ onları ve hayatlarını düzenleyecek sebepleri yaratmış, sonrada onları iman ve taatlerle mükellef kılmıştı ki, itaat eden ile isyan eden ayrılıp seçilsin. Birincisi yani itaat erenler Allah'ın lütfuna ve ihsanına mazhar olsun, ikincisi yani isyan edenler de O'nun adaleti gereği cezasına ve azabına çarptırılsın. Dünyada ise bunlar olmaz. Zira dünyada yaşama müddeti kısadır. Faydalarına da çeşitli zorluklar ve zararlar karıştığından gerekli önem verilmez. Bunun için öldükten sonra diriltme ve amellerin karşılığının verilmesi, herkesin yaptığını bulması için gereklidir. Âlemin, yaratılmasının hikmeti, yapılanların karşılığının verilmesidir. Eğer, amellerin karşılığı kâfirlerin söylediği gibi verilmemiş olsaydı, o takdirde, Allah katında mü'min ile kâfirin durumları bir olurdu ki, bu da imkânsızdır. Anlatıldığına göre adamın birisi, osurgan ve domuzlan böceği görmüş ve: ”Allah'ın bunu yaratmadaki maksadı ne acaba? Şeklinin güzelliğinden mi yoksa kokusunun hoşluğundan mı?" demiş. Bunun üzerine Allah ona bir yara vermiş. Doktorlar onu tedavi etmekten âciz kalmışlar ve sonunda tedavisinden ümidini kesip bırakmışlar. Bir gün sokak içinde bağırarak gezen falcılardan bir doktorun sesini işitti ve onu bana getirin durumuma bir baksın dedi. Oradakiler: ”En iyi doktorlar seni tedavi etmekten âciz kaldılar, sıradan bir falcıyı ne yapacak" dediler. O, onu getirin, diye ısrar edince getirdiler. Gelip yarayı gördüğünde bir domuzlan böceği getirilmesini istedi, oradakilerin hepsi güldüler. Hasta hemen daha önce söylediği sözünü hatırladı ve istediği şeyi getirin, zira o adam bilgilidir, dedi. Böcek getirildiğinde onu yakıp külünü yarasının üzerine koydu ve Allah'ın izniyle iyileşti. Bunun üzerine adam orada bulunanlara: ”Allahü teâlâ bana yaratıklarından en bayağı ve âdi olanının en kıymetli ilâç olduğunu öğretmek istedi," dedi. |
﴾ 39 ﴿