42Ancak Allah'ın merhamet ettiği kimseler böyle değildir. Onu affetmekle, hakkındaki şefaati kabul etmekle merhemet ettiği kimseler böyle değildir. Bunlar da müminlerdir. Şüphesiz O, üstündür. Kâfirler gibi azabını dilediği kimselere yardım etmez. Merhametlidir. Mü'minler gibi merhamet etmeyi dilediği kimselere de çok acıyıcıdır. Âyette kıyamet gününde temiz, iyi kimselerle, kötü kimselerin arasının ayrılacağına, dostun dosta, yardımcının yardımcıya, sevgilinin sevgiliye, yakının yakına, şeyhin de müridine eğer iyiliği, amel diyarı olan burada elde etmemişlerse, hiçbir şekilde faydasının olmayacağına işaret vardır. Onlar orada kötülüğü, kir ve pası defedip, iyiliği, temizliği elde etmek için hiçbir yardım göremezler. Ancak Allah'ın merhamet edip de dünyada kalbini temizlemeye muvaffak kıldığı kimse müstesnadır. Nitekim Allah (celle celalühü) şöyle buyuruyor: ”Ancak Allah'a temiz bir kalp ile gelenler o günde fayda bulur." (Şuarâ: 89) Şüphesiz ki, üstün olan O'dur, dilediğini kalp temizliği ile şerefli yapar. Çok merhametlidir, dilediğine de merhamet eder. Anlatıldığına göre iki kardeş vardı, bunlardan birisi öldüğünde diğeri onu rüyasında görür ve ona halini sorar. O da: ”Kardeşim dünyada kim kör ise âhirette de kör olmaktadır," der. İşte bu onun tevbe edip doğru yola dönmesine, hatta sâlih, kemal sahibi kimselerden olmasına neden olmuştu. İyi bil ki,; ilim ve amelden maksat, nefsi temizlemek ıslah etmektir. Bu temizlik oluştuğunda sâlih amelin sevabı, parlak güzel bir bedenin üzerinde kıymetli bir elbise gibi durur. Eğer bu temizlik olmamış ise o zaman sâlih amel, çirkin beden üzerinde bir süs gibi kalır. Kim de dünyada nefsinin çirkinliklerini yok etmek suretiyle kendini güzelleştirirse, kıyamet günü de iç ve dış güzelliklere sahip olarak güzel bir şekilde gelir. Yoksa sadece dış güzellikle gelir ki, o da yapmış olduğu sâlih amelin sevabıdır. Öyleyse şunu iyi bil ki, daha vakit varken çalışmak gerekir. |
﴾ 42 ﴿