31

Ama inkâr edenlere gelince onlara: 'Ayetlerim size okunmuş,

yani azarlama ve hiddetle paylama kabilinden onlara denilirki: Size peygamberlerim gelmedi mi? Size âyetlerim okunmadı mı?

Siz de iman etmekten

büyüklenip suçlu bir toplum yani işi gücü suç işlemek olan bir toplum

olmuştunuz değil mi?' (denir.) Kendisine peygamberlerin hitabı ulaşmayan kimse, sırf aklı olduğu için mükellef değildir. Böyle bir kimse inanmamış olsa mazur olur. İtikad etmekten gafil olup nihayet bu hal üzere ölse yahut şirke itikat etse kendisine herhangi bir davet ulaşmamışsa mazurdur. Çünkü itibar edilecek asıl ölçü, akıl değil, daveti işitmedir. Sonra dâr'ul-harpde yaşayan dâr'ul-İslâma hicret etmemiş bir Müslümanın ahkâmı bilmemesi mazerettir. Buna göre daru'l-harpte yaşayan böylesi bir Müslüman belli bir süre namaz kılmamış, oruç tutmamışsa ve herhangi bir daveti işitmemiş ise bu namazım ve orucunu kaza etmesi gerekmez. Çünkü daru'l-harp, İslâm ahkâmının bilinmesine ve yayılmasına elverişli bir yer değildir. Daru'l-İslamda Müslüman olan zımmî böyle değildir. Onun kılmadığı namazları farz olduğunu bilmese bile kaza etmesi gerekir. Çünkü daru'l-İslâmda yaşayan böylesi bir zımmî İslâm ahkâmını sorabilme imkânına sahiptir. Bu imkânı kullanmayıp sormaması kendi eksikliğidir, mazeret sayılmaz.

31 ﴿