3Biz, gökleri, yeri bunlarda bulunanları, bunlarda bulunanların parçalarını ve onlardaki düzeni ve aralarındakileri ateş, hava, bulut, yağmur, çeşitli kuşlar ve benzeri yaratıkları ancak hak ile sahih bir maksat ve tam bir hikmetle ve belirli bir süre için her şeyin kendisinde son bulacağı kıyamet gününe kadar takdir edilen bir süre için yarattık. Yeryüzünün ve göklerin mükellefler için yerleşim yeri olarak yaratılması, onların amel etmeleri ve kıyamet günü karşılığını almaları içindir. Boş yere değildir. Çünkü kâinatta ne varsa hepsi bir hikmete dayanır. Âyet-i kerime, tüm yaratıkların ancak Allah'ı tanımaları için yaratıldıklarına işaret etmektedir. Âyet, ayrıca âlemin yok olacağına işaretle bir öğüt ve sakındırma içermektedir. Yani denilmektedir ki: ”Ey insanlar! Sizinle neyin muradedildiğine ve niçin yaratıldığınıza bakınız. Kul, ilim ve irfanı ile büyüklenmesin. Şüphesiz, her ilim sahibinin üstünde bir bilen vardır. Her sınır için, bir son vardır. İşler, vakitleri ve zamanları ile çevrelenmiştir." İnkarcılar, Mekkeli müşrikler, uyarıldıkları kıyamet günü ve o günün tehlikeleri ile ilgili olarak korkutuldukları şeyden yüz çevirmektedirler. İman ve amelle ona hazırlanmayı terketmişlerdir. Âyet-i kerime, uyarıldıkları şeyden yüz çevirmelerinin küfür olduğuna işaret etmektedir. Bir kimse kardeşine ”Allah'tan kork" dediğinde, karşıdaki cevaben: ”Sen işine bak. Bunu bana sen mi söylüyorsun?" dese en büyük günahlardan birini işlemiş olur. Rivayete göre; Harfin Reşid ordusu ile birlikte giderken bir Yahudi: ”Allah'tan kork!" demiş. Harun Reşid, Yahudinin bu sözünü duyunca, Allah'ın ismine saygı için atından inmiş ve askerleri de inmişler. |
﴾ 3 ﴿