2Kureyş'in Firavunları ve azgınları olan kâfirler kendilerinden bir uyarıcının gelmiş olmasına şaştılar da: Onların şaşkınlıkları uyarıcının melek cinsinden değil de kendi cinslerinden gelmiş olmasındandır. Yani onlar, o uyarıcı hakkında şüpheye düştüler, hatta şüphe ve tereddütle yetinmeyip, kesin bir şekilde ona muhalefet ettiler ve bunu şaşırtıcı şeylerden saydılar. 'Bu şaşırtıcı bir şey' dediler. Bu ifade, onların şaşkınlıklarının tefsiri ve o şaşkınlığın, inkârın doruk noktasına vardığının ifadesidir. Bu da, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın Kur'an'ı Kerimle uyarıcı olduğuna işarettir. Sanki onlar diyorlar ki: ”Uyarıcının bizden olması, risaletin bizden başkalarına tahsis edilmesi demektir. Uyardığı şeyin her şey öldükten sonra diriltilecek oluşu, onun normal şeklinden çıkması demektir." Bu düşünce, onların cehaletlerinin koyuluğundandır. Çünkü onlar, bir taraftan tanrının taştan olmasını gerekli görürken, diğer taraftan peygamberin insan olmasına şaşırıyorlar! Kainatta bir çok benzeri olduğu halde, öldükten sonra dirilmeyi inkâr ediyorlar. Oysa, gece ve gündüzün, geçmesinden sonra tekrar dönmesi, toprağın kuruduktan sonra tekrar yeşertilmesi, bitki, ağaç ve meyvelerin çıkartılması hep öldükten sonra dirilmeye misâldir. |
﴾ 2 ﴿