19Ondan başları ağrıtılmaz. Burada ”sad'“ kelimesi cam ve demir gibi sert ve katı cisimlerde meydana gelen yarık anlamınadır. İşte baş ağrısı kelimesi, bu kelimeden istiare yoluyla elde edilmiştir. Çünkü bu kökten türeyen suda', insanın başında ağrı nedeniyle meydana gelen yarılma demektir. Şimdi âyetin buna göre manasını verecek olursak: Onların şarabı içmeleri nedeniyle kendilerine dünya şarabında olduğu gibi herhangi bir baş ağırı sı gelmez. Gerçek olan şudur ki, onların şaraptan kaynaklanan baş ağrıları olmaz. İbn Abbas (radıyallahü anhüma) der ki: ”Şarabın dört özelliği vardır: 'Sarhoşluk, baş ağrısı, kusma ve idrara çıkma.' Cennet şarabında bu özelliklerin hiçbirisi yoktur. Tam tersine cennet şarabı, sırf lezzet olup herhangi bir eziyet ve zarara yol açmaz." Ve akılları giderilmez. Yani onlar sarhoş olmazlar. Bir başka ifadeyle akılları başlarından gitmez, ya da onların şarapları tükenmez. Âyetin bu son anlama gelmesi, ”yunzefûne" kelimesinin aklı ya da içkisi tükendi anlamına da gelmesinden dolayıdır. Tükenme ve kalmama, ya akıl için söz konusudur ki, insanın aklını tüketmesi ve yok etmesi dünya şarabının kusurlarındandır, ya da tükenmek ve kalmamak içilen nesne için sözkonusudur. İçilen nesnenin kalmaması dostluğu ve birlikteliği zedeler. |
﴾ 19 ﴿