2Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Göklerde ve yerde ve aralarındaki varlıklar üzerinde, var etme, yok etme ve bilip bilmediğimiz diğer tüm hususlarda tam tasarruf ve yetki Allah'ındır. "Allah'ın mutlak hükümranlığı sonsuz olduğu halde, burada hükümranlık sonlu olan göklere ve yere nasıl nisbet edilir?" dersen, ben fakir de şöyle derim: ”Göklerin ve yerin bir zahiri vardır. Varlık âleminde halihazırda gözüken bu durum sonludur. Çünkü bu, cisim ve şekil kabilindendir. Bir de bunların gözükmeyen, sırları ve gerçekleri elle tutulmayan bâtını (içyüzü) vardır ki, bu durum sonsuzdur. Zira bu, melekût ve manâ âlemindendir. Mülkün (hükümranlığın) Allah'a izafe edilmesi mutlaktır. Mülk ve melekût de bunun içine girer. Gerçekte bunlar sonsuzdur. Bilmez misin ki, zahirde Kur'an âyetleri sayılı olduğu halde, Kur'an-ı Kerim, sırlar, konuşulan konular yönünden sahili olmayan uçsuz bucaksız bir deniz ve hayret uyandıran şaşılacak yönleri tükenmeyen bir kitaptır. Buradaki mülk (hükümranlık) hakiki mülktür. İleride açıklanacağı gibi, insanların mülkü (hükümranlığı) ise mecazidir. Diriltir, öldürür. Bu, hükümranlık hükümlerinin bazılarını açıklayan başlangıç cümlesidir. Yani ölülere, menilere ve yumurtalara can verir. Canlıları öldürür. Diriltmek ve öldürmek, bir şeyi diri ve ölü kılmaktır. Bazen hidâyet ve sapıklık yerine mecazen kullanılır. Nitekim şu âyette bu manada kullanılmıştır: ”Ölü iken diriltip, kendisine insanlar arasında yürüyeceği bir nur verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp, ondan çıkmayan kimse gibi midir? (En'am:122) O, her şeye kadirdir. Hikmet ve iradesi gereği, öldürme ve diriltme işi de kadir olduğu şeylerdendir. ”Kadir" mübalağa kipi olduğundan, kudreti tam olan manasınadır. |
﴾ 2 ﴿