8

(Allah'ın verdiği bu ganimet malları,) yurtlarından ve mallarından çıkarılmış olan.... Âyetteki ”fakir muhacirler ” ifadesi, daha önce geçen ” akrabalar" ve ona atfedilen kelimelerden bedeldir. ”Allah ve Rasûl" kelimelerinden bedel değildir. Aksi halde Rasûl-i Ekrem'in de fakirler zümresine dahil olması gerekir. Halbuki Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) fakir olarak isimlendirilmez. Çünkü böyle bir isimlendirme, kınama ve noksanlığı vehmettirir. Arapçada ”fakr" kelimesinin asıl mânâsı, sırttaki omurga kemiklerini kırmak demektir. Bundan dolayıdır ki, ihtiyaç ve ağır sıkıntılara ”fakire" denmiştir. Çünkü ihtiyaç ve ağır sıkıntı, insanı mağlup eder ve belini büker.

Mekke kâfirleri. Müslümanları Mekke'den çıkmaya mecbur bırakmışlar ve mallarını almışlardır. Bunlar yüz kişi idiler. Bunlar Mekke'den kendi tercihleriyle, Allah ve Rasûlüllah sevgisi için çıkmışlar ve İslâmı içinde bulundukları zorluklara tercih etmişlerdir.

Allah'tan lütuf ve rızasını dileyen, yani Allah'tan dünyada rızık, âhirette O'nun rızasını diledikleri halde...

Burada, evvela muhacirlerin yurtlarından çıkarılmaları sebebiyle ganimetleri hakettikleri ve yine aynı sebeple ta'zînı ve ikram olunmalarının gerektiği anlatılmıştır.

Muhacirlerin durumlarının anlatılmasında yüceden daha yüceye yükselmek vardır. Çünkü Allah rızası, dünya nimetlerinden çok büyüktür.

Allah'ın dinine ve Peygamber'ine yardım eden fakir muhacirlerindir. İşte (imanlarında) doğru olanlar bunlardır. Bu ifade, ”dileyenler" kelimesine atfedilmiştir. Hâli mukadderdir. Mânâ şöyle olur: Onlar, dinini yüceltmek suretiyle Allah'a yardıma, itaat etme yolunda varlıklarını harcamak suretiyle de Rasûlüne yardıma niyet ederek hicret ederler. Yahut da hâl-i mükaranedir. Çünkü kâfirlere inat aralarından çıkıp Medine'ye hicret etmek tam manâsıyla bir yardımdır.

Zikredilen bu güzel sıfatlarla vasıflanmış muhacirler, doğrulukla kök salmış kişilerdir. Şöyle ki, doğrulukları fiil ve tavırlarıyla apaçık ortaya çıkmıştır. İzlerinin kâmil mânâda ortaya çıkmasından dolayı sanki doğruluk yalnız onlara aittir.

8 ﴿