3

Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında şiddetli bir buğza sebep olur. Arapeada ”mekt", devamlı kötülük işleyen kimseye karşı duyulan şiddetli buğz mânâsına gelir. Âyetteki ”Allah katında" ifadesi, ”ilminde ve hikmetinde" manasınadır. Bu cümle, yaptıklarının son derece çirkin bir şey olduğunu açıklıyor. Mânâ şöyle olur: ”Mücerred bu söz, Allah'ın hik metinde ne büyük bir suçtur! Suç ve buğz cihetiyle dehşetli bir sözdür. Allahü teâlâ  kime buğzederse onun için cehennem, kimi de severse onun için de cennet vardır."

Hâzin, Lübâbu t-Tenzil adlı meşhur tefsirinde şöyle diyor: ”Bu âyet, Allah'a itaat olan herhangi bir ameli yapacağına dair kendisini yükümlü tutmuş herkese, sözünde durmayı vacip kılmıştır. Çünkü bir kimse, bir şeyi yapacağına dair kendisini yükümlü tutarsa, yapması şer'an gerekli olur. Çünkü kendisinin adadığı şey, ya başlı başına bir ibadetin adanması nezrediimesidir.

Meselâ, bir kimsenin, Allah rızası için namaz kılmak veya oruç tutmak, sadaka vermek yahut da bunlara benzer bir ibadeti yapmak adağım olsun, nezrim olsun, demesi gibi. Veya mubah olan bir fiilin nezrediimesidir. Bu, olması arzu edilen bir şarta bağlanılan nezirdir. Meselâ, bir kimsenin, şayet uzaktaki bir yakınını gelirse sadaka vermem adağım olsun, demesi gibi. Yahut da meydana gelmesinden korkulan bir şarta bağlanılan adak olur. Kişinin, şayet Allah benden bu şerri giderirse sadaka vermek nezrim olsun, demesi gibi. Bu sonuncusunda ihtilâf vardır. İmam-ı Mâlik ve Ebû Hanife, bu nezri yerine getirmek icabeder demişlerdir. İmam-ı Şafiî bir görüşünde, gerekmez demiştir."

Bu âyetin ifade ettiği genel hüküm, biz Hanefi'ler için bir delildir. Çünkü bu âyet, kayıtsız ifadesiyle, mutlak olarak, ne şekilde olursa olsun yapmayacağı şeyi söyleyen kimselerin kınanmasını içermektedir.

3 ﴿