4

Eğer ikiniz de Allah'a teybe ederseniz ne âlâ. Hitap, Hafsa ve

Aişe radıyellahu anhümâyadır. Hitabın gâibten (üçüncü şahıstan) muhataba (ikinci şahsa) değiştirilmesi mübalâğa içindir. Ceza düşmanlara olduğu gibi, sitem de dostlaradır. Nitekim bir şâir şöyle der:

Sevgiler bitiyor sitem gidince Sevgi sürer sitem devam edince

Ayetteki ifade de, Hazret-i Hafsa ve Hazret-i Âişe için hayırlı olanı dileme ve onlara kendileri için en faydalı olanı göstermek vardır.

Çünkü sizin kalbleriniz kaymıştır. Âyetteki ”fa" harfi, sebep bildirmek içindir. (Bu yüzden ”çünkü" diye terceme edilmiştir.) ”Rabbine kulluk et, çünkü ibadet haktır," sözüne benzer. Eğer ”fa"yı başka bir anlamda alsaydık, ceza (cevap) şart üzerine terettüp etmiş, ona sebep kılınmış olurdu. Oysa onların kalplerinin kayışı şarttan yani tevbeden önce vardı. Aşağıda gelecek olan ”birbirinize arka verirseniz" âyetinde de durum aynıdır. Âyette muradolunan mana şudur: ”Sizde, Rasûlüllah'a ve onun sevdiğini sevmeye, tiksindiğinden tiksinmeye muhalefetten kalpleriniz meylettiği için tevbeyi gerektiren şey bulunmuştur."

"Kaydı" diye terceme ettiğimiz ”sağa" kelimesi, ”meyletti" anlamındadır. ”Kulak verdi anlamında"“Esğa bi sem'ihî" denilir. Şâir şöyle demiştir:

Kalpler meyletti en mübarek birine Abdulmuttalip oğlu Abbas âline.

Âyette, aynı türden kalıpların bir arada kullanılmasından kaçınmak için. ”ikinizin iki kalbi" denilmemiş, çoğul kipiyle ”ikinizin kalpleri" denilmiştir.

Eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka verirseniz, aşırı kıskançlıkla, Rasûlüllahin hoşlanmadığı bir şekilde ve sırrını ifşa etmek suretiyle ona karşı yarchmlaşırsanız, biriniz diğerine sırt olursa

bizzat Allah, Cebrail ve mü'minlerin iyileri onun dostu ve yardımcılarıdırlar. Yani Hazret-i Peygamber kendisine arka verecek kişilerden yoksun değildir. Çünkü Allahü teâlâ, mukarreb meleklerin lideri Cebrail ve sâlih müminler ona yardımcıdırlar.

İbn Abbas, buradaki sâlih mü'minden muradın, Hazret-i Ebû Bekir ve Hazret-i Ömer olduğunu söyler.

Ebussuud Tefsirinde: ”Sâlih mü'minlerin, melekler ve Cebrail'in arasında anılması sebebiyle, İbn Abbas'ın görüşünün yerinde olduğu" söylenmektedir. Çünkü âyette, manevî yardımcı ile, maddî yardımcılar anılmıştır. Cebrail, Rasûlüllah'a arka vermiş, onu ilâhî teyidlerle desteklemiştir. Ebû Bekir ve Ömer de risalede ilgili işleri idarede onun yardımcılarıdırlar. Onların Rasûlüllah'a yardımları, kızlarının gönüllerine daha çok tesir etmiş ve durumlarını zayıflatmıştır. Dolayısıyla, Hazret-i Ebû Bekir ve Hazret-i Ömer'in meleklerden önce anılması gerçek anlamdadır.

Ulemadan birinin dediğine göre ”sâlih müminlerden" murad, sahabiler veya önde gelenlerdir.

Süheylî şöyle der: ”Âyetin lâfzı geneldir. Dolayısıyla bütün mü'minlerin anlaşılmaları daha uygundur."

Rivayete göre bir adam İbrahim b. Ethem'e: ”İnsanlar benim için sâlih diyorlar. Sâlih olduğumu nasıl anlarım'?" dedi. İbrahim b. Et hem: ”Gizli yaptığın amellerini sâlihlere arzet. Eğer onu kabul edip güzel bulurlarsa, bil ki sen sâlihsin. Beğenmezlerse sâlih değilsin," dedi. Bu, hakimane söylenilmiş bir sözdür.

Bunların Allah'ın yardımının, Cebrail ve sâlih mü'minlerin desteğinin

ardından semaları dolduran tüm kalabalıkları ile

melekler de ona yardımcıdırlar. Bu ifade, Bedir savaşında olduğu gibi, meleklerin yardımlarının büyüklüğüne işaret etmektedir. Çünkü bu, mucizelerdendir. Bu söz, meleklerin insanlardan daha üstün olmalarım gerektirmez.

Melekler, düşmanlarına karşı, Rasûlüllah'a yardımda tek bir el gibi, ona arka veren bir güruhtur. Dolayısıyla bu kadar yardımcıya karşı iki kadının bir birine yardımcı olmalarının ne önemi var ki?

Cebrail aleyhisselâm da, melekler zümresine dahildir. O halde, içlerinde Cebrail in de bulunduğu tüm meleklerin yardımı, Cebrail'in tek başına yardım etmesinden daha kuvvetlidir. Sanki, sâlih mü'minlerin yardımdan sonra yerlerinin uzaklığı ve yardımlarının derecesinin yüceliğini bildirmek için, ”bundan sonra da diğer melekler ona yardımcıdırlar" denilmiştir."

Bazı bilginler: ”Onları tehdit için Allah'ın yardımı kâfi olduğu halde, başkalarının yardımının da anılmasının, Rasûlüllah in; Allah'ın, meleklerin ve insanların katındaki mevkinin yüceliğini bildirmek için olduğunu" söylerler.

Ben fakir derim ki: Bunlar, bu konuda söylenen fikirlerdir. Bence uygun olanı şudur: Allahü teâlâ, kendi yardımı yeterli olmasına rağmen, kendisinden sonra yaratıklardan, Peygambere yardımı en fazla olanları zikretmiştir. Çünkü, Hazret-i Âişe ve Hazret-i Hafsa'mıı birbirine arka vermeleri sebebiyle, makam yardımlaşma makamıdır. Ayrıca makam tehdit makamı olduğu için, yardımcıları da artırdı. Cebrail, yaratıklar içerisinde Hazret-i Peygambere ilk yardım edeni oldu ve Allah ile Rasûl arasında elçi olduğu için, onu sâlih mü'minlerden önce zikretti. Yardım konusunda sâlih müminler daha üstün olduğu için, onları da diğer meleklerden önce andı. Çünkü meleklerin yardımı sadece fiille, sahillerin yardımları ise hem fiille, hem de himmetledir. O da daha fazladır.

4 ﴿