19

Kitabı sağ eline verilen der ki: Bu âyet, önceki âyetteki arz olayının detayıdır. ”Kitaptan" maksat. Hafaza melekleri tarafından yazılan ve içerisinde en ince teferruatına kadar ameller bulunan yazılı vesikalardır. Bu gruptakilerin kitaplarının verilme yönü, kendilerine saygı için ”sağ taraf" diye belirtilmiştir. Çünkü sağ, mübarek ve uğurlu sayılır. Bunlardan maksat, iyi halli olan müminlerdir. Çünkü onların Allah katında bir dereceleri vardır.

'İşte, ey ailem, arkadaşlarım

alın kitabımı, alın

okuyun, der. Bunu sevincinden dolayı söyler. Çünkü kitabı sağ tarafından verilince bilir ki o, cehhennıeden kurtulan, cenneti hakedenlerdendir. Başkaları da elde ettiği bu sonuca sevinsinler diye bunu açıklamak ister.

"Kitabiyeh" kelimesinin sonundaki ”hâ" harfi, vakf, istirahat ve sekt içindir. Dolayısıyla normalde durulduğunda okunur, geçildiğinde okunmaz. Çünkü bu harf, üzerinde durulan harfin harekesini korumak için getirilmiştir.

O halde durulduğu zaman kalıp, geçildiğinde düşürülmesi gerekir. Şu kadar var ki, yedi kurranın hepsi bu harfin ister durulsun, ister geçilsin her yerde sabit kalacağı konusunda hemfikirdirler. Bunu, ilk mushafin yazısına uyarak, vaslı (geçmeyi), durma yerine tutarak söylemişlerdir. Zira bu harf, Kuran-ı Kerim'in her tarafında sabit tutulmuştur. Bunlar: ”Kitâbiyeh, hısâbiyeh, mâliyeh, sultâniyeh" (Kâria süresindeki) ”mâhiyeh" kelimeleridir. Böylece anlaşılmış oluyor ki, vasi halindeki genel kuralı bozmamak için vakfı tercih müstehaptır. Çünkü vasi halinde o harfin isbatı, mushaftaki hatta itibarla olmaktadır. Bu ”hâ" ancak sakin olur. Hareke verilmesi hatadır. Zira harekeli harf üzerinde vakf caiz değildir. ”Sekt hâ" sı (hâu's- sekt) Kuranda yedi yerdedir. Bunlar: ”hem yetesenneh" (Bakara: 259), ”Fe bi hüdâhümüktedih" (imam: 90), ”Kitâbiyeh" (Hakka: 19), ”Hısâbiyeh" (Hakka: 20,26), ”Mâliyeh" (Hakka: 28), Sultâniyeh" (Hakka: 29), ”Mâhiyeh" (Kâna: 10) tir.

"el-kâdiyeh", ”hâviyeh", ”âliyeh", ”dâniyeh" ve benzeri kelimelerdeki ”ha'ım müenneslik (dişilik) ”hâ" sidir. Onlar üzerinde durulur.

19 ﴿