21

Nuh Rabbine yalvararak

dedi ki: -Nûh (aleyhisselâm)'ın, Rabbine yalvarışının hikâye edildiği zamanın uzunluğundan dolayı hikâye lâfzı ("Nûh dedi ki" sözü) tekrar edildi.-

'Ey Rabbim! Onlar hana isyan ettiler. Yani bana isyana devam ettiler, onlara ne kadar öğüt verdim, irşad ettimse de bana muhalefet ettiler.

Kendisine malı ve çocuğu hüsrandan başka bir şey artırmayan kimseye uydular. Yani kendilerini mallarının azdırdığı, çocuklarının kandırdığı reislerine uymaya devam ettiler. Bu mallar ve çocuklar, onların âhiretteki hüsranlarının artmasına sebep oldular. Onlar o liderlere, malları ve çocukları sebebiyle hasıl olan zahirî saygınlıklarından dolayı uydular. Nitekim Kureyşliler de şöyle demişlerdi: ”Şu Kuran iki memleketin birindeki bir büyük adama indirilmeli değil miydi?" (Zuhruf: 31) Onlar zenginliği, peşinden gitmek için gerçek bir sebep saydılar.

Bu söz işaret etmektedir ki, mal ve evlât çokluğu, genellikle ruhî perişanlığa sebep olur. Önce dinde sapıklığı, sonra da doğru yoldan saptırma sonucunu doğurur.

İbnü'ş-Şeyh şöyle der: ”Âyetin nazmından anlaşılıyor ki, onların mallan ve çocukları zararın ta kendisidir. Onların çoğalması hüsranlarının artması demektir. Durum genelde böyledir. Onlar her ne kadar, şükürle ve hayır cihetlerine sarf edilmekle ebedî saadeti sağlayan menfaatler cümlesinden iseler de azgınlığa, böbürlenmeye ve onları veren Allah'a karşı nankörlüğe götürdüklerinde ve âhiretteki ebedî azaba vesile olduklarında sanki sırf zarar ve hüsran gibi olurlar. Çünkü âhiretin yanında dünya, yok hükmündedir. Dünyada mal ve evlât nimetlerinden istifade eden, âhiret mutluluğunu kaybeder. Sanki tatlıdan olan zehirli lokmayı yiyip ölen kişi gibi olur. Bu lokma onun hakkında sadece helaktir. Çünkü onun getirdiği zararın yanında, menfaatinin hiçbir değeri yoktur."

21 ﴿