2O, hakka ve doğruya dinin ve dünyanın düzenine götürüyor. Ayette ”rüşd" kelimesi, hak ve doğru anlamında kullanılmıştır. Bu kelime, dinin ve dünyanın düzeni mânâsını da ifade eder. Nitekim bu anlamda olmak üzere Efendimiz: ”Ey Allah'ım! Bana rüşdümü ilham et" diye duâ etmiştir. Yani dünya ve âhiret maslahatlarını göstermesini istemiştir. Tek Allah inancı ve Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih de bu kelimenin şüınû likidedir. Zaten rüşdün hakikati Allah'a ulaşmaktır. Biz ona yani Kurana iman ettik. Ona imanın zarurî sonucu ondakilere de inanmaktır. Biz hakkı bildikten sonra artık Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız. Yani hiçbir şeyi O'na ortak etmeyeceğiz, Ondan başkasına tapmayacağız. Şüphesiz imanın tam olması ancak şirkten ve inkârdan uzak kalmakla olur. Nitekim Hazret-i İbrahim (aleyhisselâm): ”...Ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden uzağım," (Enam: 78) demiştir. Ayrıca Kur'an, eşsiz bir mucize olduğu için, ona iman etmek gerekir. Doğruya ve hakka götürdüğü için şirkten uzak durup tümüyle Allah'ın dinine girmek icap eder. |
﴾ 2 ﴿