3

Şüphesiz Rabbimizin sânı yücedir. Bu söz de sûrenin ilk âyetinde işaret edilen, vahyedilen şeyler arasındadır. Muradedilen mânâ şudur: Sübhâneke'yi okurken de ”ve teâlâ ceddük" dediğimiz gibi Rabbimizin azameti yücedir. Çünkü hakimiyet ve güç, azametin son noktasıdır.

O, ne bir eş, ne de bir çocuk edinmiştir. Yani kendisi için yüceliğinin kemalinden ötürü zalimlerin dedikleri gibi bir eş de bir kız çocuğu seçmemiştir. Cinler Kur'an'ı dinleyip tek Allah inancına ve imâna muvaffak kılınınca cinlerin kâfirlerinin inançlarının yanlış olduğunu farkettiler. Onlar Allah'ı yaratıklarına benzetiyorlar ve onun eş ve evlât sahibi olduğunu iddia ediyorlardı. İşte Kur'an'ı dinleyenler, Allah'ın azamet ve kudretinden dolayı veya muhtaç olmadığı için O'nu böyle şeylerden tenzih ettiler, O'nu yücelttiler. Zira eş, kendisine ihtiyaç duyulduğu için, evlât da çoğalmak ve nesil bırakmak için edinilir. Bunlar sonradan meydana gelişin gereklerindendir. Allahü teâlâ  ise ezelîdir. Yahudiler, Uzeyir Allah'ın oğlu, Hristiyanlar, İsa Allah'ın oğlu, müşrik Araplar da, melekler Allah'ın kızları diyorlardı. Onların yanlış inançlarına göre İsa Allah'ın oğlu ise, bunun zarurî sonucu olarak Meryem'in de Allah'ın eşi olması gerekir. İşte bunun için âyette ”eş" anlamında ”sahibe," kelimesi anılmıştır. Yani evlât, Allah'ın eşi olan bir annenin bulunmasını gerektirir.

3 ﴿