8O mü'minlere kızmalarının sebebi de sadece azîz ve hamîd olan Allah'a iman etmeleri idi. Bundan dolayı mü'minleri ayıplayıp onlardan nefret ediyorlardı. Âyette iman, geçmiş zaman kipiyle değil, şimdiki zaman kipiyle kullanılmıştır. Halbuki onlar eskiden inanmışlardı. Fakat onlar eskiden inandıkları için değil, inanmaya devam ettikleri için mü'minleri yakıyorlardı. İstisna müteferrağdır. Âyette, mü'minlerin kınanıp ayıplandıkları şeylerden tamamen uzak oldukları açıklanmaktadır. Bu ifade tarzı, şâirin şu ifadesi gibidir: Onlarda kusur yoktur, varsa da ancak, Düşmanla vuruşmaktan kılıçları oldu berbat. Onların ayıpladıkları şey, gerçekte ayıplanacak şeylerden değildir. Şâirin ayıp saydığı şey de aslında ayıp değil, meziyettir. Bu, bir ifade tarzıdır. ”Azîz" azabından korkulan, ”hamîd" ise nimet veren, sevabı umulan demektir. Aşağıdaki âyet de bunu te'kid etmektedir: |
﴾ 8 ﴿