9İçinden geçenleri ifade edeceği bir dil vermedik mi? Nitekim çeşitli işlemler ve muameleler dil ile yapılır. Şahitlikler bununla eda edilir. Acı ile tatlı, dil vasıtasıyla anlaşılır. İnsanın dili olmasaydı içinden geçenleri işaretle veya yazarak ifade etmek zorunda kalacaktı ve işi zorlaşacaktı. Gözün ve kulağın iki adet yaratılırken, dilin bir tane olmasının sebebi, insanın konuşmaktan çok dinlemeye ve görmeye ihtiyacı olmasından dolayıdır. Ve yine az konuşulması gerektiğine ve sadece hayır konuşulmasının uygun olacağına, faydasız şeylerin konuşulmaması gerektiğine işaret vardır. Yüce Allah'ın dili ağzın içinde yaratmasının ve önüne dudakları yerleştirmesinin sırrı buradadır. İnsanın dudaklarını açmaksızın konuşamamasınm kendisine söylenen herhangi bir söze cevap vermek için iki dudağını birbirine bitiştirmeye mecbur kalmasının sırrı da budur. Ve susmak istediği zaman ağzını kapatabildiği, konuşurken, yerken, içerken ve bir şeye liflerken yardımına başvurduğu iki dudak vermedik mi? Burada dudakların ifade edilmesi, konuşurken harflerin çoğunun dudaklardan çıkmasından dolayıdır. Bir duada şu ifadeler yer almaktadır: ”Bizleri bir et parçası vasıtasıyla konuşturan, bir yağ parçasıyla gördüren, bir kemik sayesinde işittiren Allah'a hamdolsun." Bir kudsî hadiste Yüce Allah şöyle buyurur: ”Ey Ademoğlu! Sana haram kıldığım bir hususta dilin seninle çekişirse sana iki kapak (dudak) verdim. Onlarla dilini kapat. Gözün karşına dikilir, haram kıldığım şeylere bakmak için seninle çekişirse sana iki kapak verdim. Onlarla gözünü kapat." (4) |
﴾ 9 ﴿