2Ve sükûna erdiğinde, halk sükûna erdiğinde veya karanlığı koyulaşıpta son haddine vardığında ve istikrar bulduğunda geceye yemin ederim. Denizin dalgaları durulup sükûna erdiğinde bunu ifade etmek için Arapçada ”sece'l-bahru secven" denir. ”Leyletün sâciyetün" tabiri, rüzgâr esmeyen sakin gece demektir. Bu sözün, insanların sükûna erdiği ve sesin sedanın kesildiği gece anlamında olduğu da söylenmiştir. Geceye, gece cinsine yemin ederim ki... İbn Hâluye der ki: ”Buradaki ”gece" kelimesi, bir önce geçen ”duhâ" kelimesine atfediimiştir, yoksa yemin değildir. Çünkü vav'ın yerine sunime, fâ gibi atıf harfleri gelebilir. Meselâ ”sunime el-leylü" denebilir ve ”sümme" ise, yemin olamaz. Bir önceki sürede ”gece" nin önce getirilmesinin sebebi, gecenin asıl olmasından dolayıdır. Çünkü gündüz, güneşin doğması ile meydana gelmektedir. Kuşluk vakti, gündüzün belli bir bölümü olduğu halde neden bu vakit zikredilerek üstüne yemin edilirken gecenin tamamına yemin edilmektedir? diye sorulacak olursa bu soruya şöyle cevap verilir: Kuşluk vakti, her ne kadar gündüzün belli bir bölümü ise de bu vakit, gecenin tamamına eşittir. Tıpkı Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın bütün peygamberlere denk olması gibi. Sonra gündüz, rahat ve sevinç vaktidir. Gece yalnızlık, gam ve keder anıdır. Bu ifade işaret ediyor ki, dünyanın tasası sevinçlerinden daha fazladır. Çünkü kuşluk zamanı günün belli bir anıdır. Gece ise birçok anın birleşmesinden meydana gelir. |
﴾ 2 ﴿