BEYYİNE SURESİ

1

Ehli kitaptan Yahudi ve Hristiyanlardan

ve müşriklerden, putperestlerden

inkarcılar... Görüldüğü gibi inkarcılar, ehli kitap ve putperest diye iki gurupta ele alınmışlardır. Ehli kitap: Yahudiler ve Hristiyanlardır. Müşrikler ise, hiç bir kitaba mensup olmayanlardır. Her iki gurubu da Allahü teâlâ  kısaca ”inkarcılar" kelimesi ile anmış, peşinden bu sözü açıklayarak ”ehli kitaptan ve müşriklerden" olanlar buyurmuştur. (1)

Kendilerine apaçık delil gelinceye kadar Hakka uyma ve âhir zamanda gönderilecek peygambere inanma konusundaki vermiş oldukları vaadden

ayrılacak değillerdi. Yani onlar, o delilin gelmesini, tek kelime üzerinde birleşmek ve hak üzerinde ittifak için bir vakit kılmışlardı. Yine onu, ayrılmak, bölünmek ve vaade muhalefet için bir vakit saymışlardı. Delilden maksat, açık hüccettir.

Yukarıda söz konusu olan vaadin, ehli kitap tarafından yapılmış bulunmasında şüphe yoktur. Onlar gerçeği anlamak istiyorlar ve: ”Allahım! Bize zafer kapılarını aç, âhir zamanda gönderilecek olan peygamberle bize yardım et" diye duâ ediyorlardı. Düşmanları olan müşriklere de: ”Bizim söylediğimizi tasdik edecek bir peygamberin çıkış zamanının gölgesi göründü. Biz onunla birlikte Ad'ın ve İrem'in olduğu gibi sizi öldüreceğiz" diyorlardı. Bu vaadin müşrikler tarafından edilmesi ise, ehli kitabın vaadinin yayılmasından sonra olmuştur. Nitekim onlar kitap ehline, sözü edilen peygamberin kitaplarında anılıp anılmadığını soruyorlardı. Onlar da, peygamberin niteliklerini değiştirerek müşrikleri kandırıyorlardı.

1- Tercemede ”inkarcılar" kelimesi, ”ehli kitaptan ve müşriklerden" sonra gelmiştir. Bu, Türkçe ifadenin gereğidir. Arapça metinde izaha uygun biçimde önce ”inkarcılar", sonra ”ehli kitaptan ve müşriklerden" ifadeleri yer almıştır. (Mütercim)

Ayrılma, âyette ”infikâk" kelimesiyle ifade edilmiştir. İnfikâk, yapışık olan iki şeyin birbirinden ayrılması anlamındadır. Özetle denilebilir ki: ”Onlar, anılan vaadlerinden ayrılmadılar. O gerçekleşene kadar üzerinde ittifakla ve azimle kaldılar."

1 ﴿