29 «Yerde ne varsa hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip de onları yedi gök halinde tesviye eden O'dur. O, herşeyi hakkıyla bilendir.» Öldükten sonra sizi diriltecek olan Allah'tır. Vakti geldiği zaman yeryüzünde vücuda gelmesini takdir ettiği şeyleri yaratan O'dur. Zira var olan şeylerin hepsi bir anda yaratılmadı ki, bu âyet geldiği zaman tamamı yaratılmış olsun. Allahü teâlâ var ettiği şeylerin tamamnı insanlar için yaratmıştır. Onların istifadesine sunmuştur. Âyette geçen «Halaka» fiili «Kaddere» manasınadır. Nitekim Allahü teâlâ Kur'ân-ı Azimüşşân'da buyurmuştur. Bu ve buna benzer âyetler Kur'ân-ı Kerim'de çoktur. Bunlarla kast edilen mânayı ancak Allah bilir. Müfessirler bunlara çeşitli mânalar vermişler, fakat insanlar yine de bunların mânası hususunda üçe ayrılmışlardır: Bir grubun görüşü şöyledir: -Biz bu âyetleri okuruz. Allah kelâmı olduğuna îman ederiz. Tefsirine girmeyiz.» Enes (radıyallahü anh)'e İbn Saffan «Errahmânü alel'arşistevâ» âyetinin mânasını sormuş, Enes de, îsteva'nın mânası belli, Allah hakkında keyfiyeti meçhul, akıl onda tasarruf edemez. Buna îman etmek vaciptir. Bu gibi âyetlerden sormak bid'attir» demiştir. İkinci bir grup, biz bu âyetlerin zahirî mânalarına göre amel ederiz, buna göre tefsir ederiz, dediler. Bunlar Allahü teâlâ'yı insanlara benzettikleri için«Müşebbihe» adını aldılar. Yüce Allah onların vasıflandırdıkları şeylerden münezzehtir, âlidir. Her şeyi O yaratmıştır. Yarattığı şeylere muhtaç değildir. Arşı da, arşı taşıyanları da O yaratmıştır. O insana şah damarından daha yakındır. Ehl-i Sünnet mezhebinin görüşü budur. Üçüncü bir grup, «Biz bu âyetleri okuruz, mânalarını te'vil ederiz» dediler. Muhtemelen te'vil iki mânaya gelmektedir: Birincisi, «İstevâ ilessemâi» âyetindeki emir semâya taallûk eder. İkinci mâna, Yüce Allah yeri yarattıktan sonra semaya yönelip orayı yarattı. Soru: Yüce Allah Nâziât süresinde gökleri yarattıktan sonra» buyurmuştur. Bu âyet göklerin yerden önce yaratıldığının delilidir. Fakat istiva âyetinde göklerin yerden sonra yaratıldığı zikredilmektedir. Bu iki âyet arasındaki münasebet nedir? Cevap: Allahü teâlâ yeri önce bir ateş parçası halinde yarattı. Sonra gökleri yarattı ve arkasından yeri yayıp döşedi. Nâziât sûresinin 30. âyetinde şöyle buyuruluyor: -Gökleri yedi tabaka olarak yarattı.» Onları yaratmak sizleri yaratmaktan daha güçtür. Yüce Allah yaratmış olduğu her şeyi bilir. Hiç bir şey O'nun ilminin dışında kalmaz. Allah yeryüzündeki her varlığı sizin için yaratmaya kadirdir. Yerleri ve gökleri yoktan var eden Allah, öldükten sonra sizi diriltmeye kadir değil midir? |
﴾ 29 ﴿