40 «Ey İsrailoğulları, size ihsan ettiğim bunca nimetlerimi hatırlayın. Benim ahdimi ifa edin ki, ben de sizin ahdinizi yerine getireyim. Bir de benden korkun.» Yakupoğulları! O gün benim nimetlerimi size kim ihsan etti? Allah'ın nimetlerini Allah'tan başka kim ihsan edebilir? Buna kimin gücü yeter? Tefsirciler, İsrailoğullarıyla ilgili olarak şu açıklamada bulunmuşlardır: Onların diline göre Beni İsrail «Esir» ile «il» kelimelerinden meydana gelmiştir. Esir, kul; il, Allah demektir. Buna göre İsrail Allah'ın kulu anlamına gelmektedir. Yakup (aleyhisselâm)'a İsrail denmesinin sebebi, bir melek tarafından esir edildiği içindir. (Kula esir, Allah'a il denmesi Benî İsrail'e göredir.) Yakup (aleyhisselâm) bir gün sefere çıkar ve oldukça kuvvetli bir şekilde kafilenin arkasından yürür. Kuvvetine güvenerek kibirlenir. Kendini beğenir. Allah da onun aczini bildirmek için harami suretinde bir melek gönderir. Melek kafilenin yolunu keser, onlara saldırmak ister. Yakup (aleyhisselâm) buna dayanamayarak melekle tutuşur. Yakup (aleyhisselâm)'la sabaha kadar uğraşırlar. Sabah olunca Yakup'un damarlarından birini çeker, yere düşürür. Yakup yerde üç gün kalır, üç gün sonra kendine gelir, böylece ne kadar âciz olduğunu anlar. Bazı tefsircilere göre Kur'ân-ı Azimüşşan'daki «Yâ Benî İsrail» sözü Medine çevresinde bulunan Benî Kureyza, Benî Nadir ve benzeri Yahudilere hitaben söylenmiştir. Bunların hepsi Yakup (aleyhisselâm)'ın oğullarıdır. Yüce Allah onlara hitaben: -Tih vadisinde kırk yıl size verdiğim bıldırcın ve kudret helvasını hatırlayın. Onun şükrünü eda edin. Nimetlerime küfretmeyin» buyurmuştur. İbn Abbas (radıyallahü anh) demiştir ki: «Allahü teâlâ, Tevrat'da Beni İsrail'e va'd etti. Ben size Hazret-i İsmail'in soyundan ümmi bir peygamber göndereceğim. Ona tâbi olup uyanın günahlarını affedeceğim, cennet nimetiyle mükâfatlandıracağım. Önce Hazret-i Musa'ya, sonra Hazret-i Muhammed'e tâbi olduğu için iki kat sevap vereceğim» demişti. Hasan Basri (radıyallahü anh) ayetinin mânası hakkında şöyle demiştir: «Size farz kıldığım ibadetleri yerine getirin, bu mihnet evinde ve hizmet yerinde benim ahdimi ifa edin, itaatinizi yapın. Ben de va'dimi yerine getirip cennetimi size vereyim, azabımdan sizi uzaklaştırıp rahmetime kavuşturayım.» Allahü teâlâ ahdini bozan kullarını azabıyla, ahdini yerine getiren kullarını da rahmetiyle mükâfatlandırır. Kulun azaba uğraması da, mükâfata kavuşması da kendi elindedir. |
﴾ 40 ﴿