74 «Sonra, bunun arkasından yine kalbleriniz katılaştı. Şimdi o, taş gibi, yahut daha katı. Çünkü taşın öylesi vardır ki, yarılıp ondan su fışkırır. Öylesi de vardır ki, Allah korkusuyla yukarıdan aşağı düşer. Allah, ne yaparsanız (hiçbirinden) gafil değildir.» Yani Allahü teâlâ münkirlere hitaben buyurdu ki: Siz, suratlarını maymuna ve domuza döndürdüklerimizi, dağı üzerinize getirdiğimizi, bir parça taştan on iki çeşme akıttığımızı ve ölüyü dirilttiğimizi size gösterdiğimiz halde yine gönlünüz kurudu. Gönüldeki iki ırmaktan biri kalmadı. Ne Allah korkusu, ne de Allah'ın gönüldeki şefkat ve merhamet suyu kaldı. Her ikisi de kurudu. Gönlünde bu iki su bulunmayanların kalbi taş gibidir, belki taştan daha katı ve daha beterdir. Zira öyle taşlar vardır ki içinden ırmaklar akar. O taş onunla tazelenir, kuruluğu gider. Îman etmeyenler, bunca va'z u nasihat dinlerler, bunca korkuları işitirler, görürler de kalbleri yumuşamaz. Îmanları tazelenmez. Yine öyle taşlar vardır ki, ikiye ayrılır, içinden sular çıkar, ve bir damla su katı bir taşın üzerine vura vura bir iz bırakır. Halbuki öyle insanlar vardır ki, devamlı nasihat dinlemelerine ve kitap okumalarına rağmen kalblerinde bir tesir meydana gelmez. O kimselerin Allah'ın kullarına karşı merhameti olmaz. Onların şefkat damarları kurumuştur. İnsanlara daima zulüm ve eziyet ederler. Bu gibilerin kalbi taştan daha katıdır. Böyle bir kalb ateşe bile girse yine yumuşamaz. Yine öyle taşlar vardır ki, Allah korkusundan kendini yükseklerden bırakır. Belki Allah'ın azametine takat getiremoyip parça parça olur. Allahü teâlâ Tur dağında Musa (aleyhisselâm)'la söyleşirken dağın Allah'ın azametinden parça parça oluşu gibi. Yüce Allah insanların yaptığı her şeyi bilir. İyiliğe mükâfat, kötülüğe de ceza verecektir. Aklı olanlar bunu düşünüp vaktini değerlendirir ve ebedî saadeti kazanır. Bunu yapmayanlar, fesatlarını artırır, cehenneme girmeye hak kazanırlar. |
﴾ 74 ﴿