89 «Vakta ki onlara Allah katından yanlarında bulunan (Tevrat'ı) tasdik edici bir kitap (Kur'an) geldi. Halbuki daha evvel küfredenlerin aleyhine fetih istiyorlardı, İşte tanıdıkları o şey (Kur'an) kendilerine gelince onu inkâr ettiler. Artık Allah'ın laneti o kafirlerin üzerinedir.» Allah tarafından gönderilen Kur'ân-ı Kerim Allah'ın birliğini, Tevrat'ın hak kitap olduğunu bildiriyor ve sıfatlarını açıklıyor. Allah kendi ellerindeki kitabı tasdik etsinler diye, Yahudileri Kur'ân-ı Kerim'e inanmaya davet ediyor. Çünkü Kur'ân'ı inkâr eden, Tevrat'ı da inkâr etmiş olur. Zira her ikisi de Allah tarafından gönderilmiştir. İkisi de haktır. İkisi de İslâm dinini bildirmek için gönderilmiştir. Bütün kitaplar Allah'ın emirlerini insanlara bildirmek için gönderilmişlerdir. Birini inkâr eden hepsini inkâr etmiş olur. Benî Kureyza ile Benî Nadir kabileleri daha önce kitaplarında Hazret-i Muhammed'in özellikleriyle karşılaşmışlar, hak peygamber olarak geleceğini öğrenmişler, Şam'dan kalkıp Medine'ye yerleşmişler ve O'nun gelmesini beklemeye başlamışlardı. Ona tabi olmak için peygamber olarak gelmesini bekliyorlardı. Hatta müşrik Araplarla savaştıkları zaman Hazret-i Peygamber'in adını anarlar, muvaffak olmaları için Allah'tan yardım talep ederlerdi. Ve «Allahım, Âhir zaman Peygamberi'nin hürmetine ve O'na indireceğin kitap hakkı için müşriklere karşı bize yardım et» diye dua ederlerdi. Yahudiler, Hazret-i Peygamber'in kendi kabilelerinden geleceğini zannediyorlardı. Yani, Hazret-i İshak (aleyhisselâm)’ın soyundan geleceğini tahmin ediyorlardı, İshak (aleyhisselâm)'ın soyundan değil de, îsmail (aleyhisselâm)'ın soyundan gelince, hak peygamber olduğunu bildikleri halde kabul etmediler, haset ettiler ve böylece kâfir oldular. Ayrıca Hazret-i Muhammed'in Tevrat'ta zikredilen vasıflarını değiştirdiler. Dünya menfaatleri endişesiyle Hazret-i Peygamberle ilgili kısımları Tevrat'tan çıkardılar. Bundan dolayı Allahü teâlâ onlara lanet etti ve rahmetinden kovdu. Bu hareketlerinden dolayı onların işlerini zemmedip buyurdu ki: |
﴾ 89 ﴿