115

«Maşrık de mağrip de Allah'ındır. Onun için nereye döner, yönelirseniz Allah'ın yüzü (kıblesi) oradadır. Şüphe yok ki Allah vasî'dir, hakkıyla bilicidir.»

Bu âyetin nüzulü hakkında İbn Abbas (radıyallahü anh) şöyle demiştir-«Peygamberimizin sahabelerinden bir topluluk sefere çıkmıştı. Bir kara bulut onları istilâ etmiş, etrafı göremez olmuşlardı. Namaz vakti gelmesine rağmen, etrafı göremedikleri için kıbleyi tayin edemediler. Araştırma yaptıkları halde kıble konusunda ittifak edemediler. Sahabelerin bir kısmı mağrip, bir kısmı da maşrıka doğru namazlarını kılmıştı, Bulut çekildiğinde yanlış yere doğru namaz kıldıkları anlaşıldı, Peygamberimize gelip durumu haber verirler. Bunun üzerine Allah yukarıda geçen âyeti indirdi: «Mağrip de maşrık da Allah'ındır. Hangi istikamete yönelip namaz kılarsanız, Allah'ın rızası ondadır.»

Bazı müfessirler bu âyetin hükmünün neshedildiğini söylemişlerdir.

Bazıları da bu âyet mensuh değildir, hükmü bakidir ve tatavvuat (nafile, taşıt üzerinde kılınan namazlar ve kıble mevzuunda ihtilâf edilen yerler) hakkında nazil olmuştur, demişlerdir.

İbn Ömer (radıyallahü anh) demiştir ki: «Peygamberimiz, Mekke'den gelirken bineğinin üzerinde istediği istikamete doğru nafile namaz kılardı. Durumu Ömer'e sordular, O da bu âyeti okudu. Bu âyet namaz hakkında indi, Allah bu âyetin sonunda «Allah vasî'dir, alimdir» buyurdu, demiştir. Yüce Allah cömerttir. Kabul ettiği az şeye çok mükâfat verir. Allah namazlarınızı nasıl kıldığınızı bilir. Sadakanızı ve ihlâsmızı bilir, ona göre karşılığını fazlasıyla verir. En küçük bir şeyi bile karşılıksız bırakmaz.

Allahü teâlâ -alimdir», sizin her hâlinizi bilir. Yüce Allah «vasî'dir» size şeriatın emirlerini kolaylaştırdı. Gücünüzün yetmeyeceği ibadetleri ve emirleri size teklif etmedi. Ancak kullarının gücü nisbetinde emir beyan etmiştir.

115 ﴿