117

«Göklerin ve yerin yaratıcısı Allah'tır. O bir şeye hükmetti mi ona ancak «ol» der, o da oluverir.»

Yani, Allahü teâlâ yerleri ve gökleri yoktan var etmiştir. Bunların daha önce bir benzeri yoktu. Allah'ın bu varlıkları öncekilere bakarak yaratması söz konusu değildir. Çünkü bunların daha önce eşi benzeri yoktu. Allah'ın bunları yaratırken bir yardımcısı bir ortağı da söz konusu değildir. Yüce Allah nasıl dilediyse öyle yaratmıştır.

Bid'at ehline «müptedi» denilmesi de bundan ileri gelmektedir. Onlar, sahabeden ve tabiînden öğrendikleri şeyleri ilk önce kendileri çıkarmışlardır. Yani sahabenin ve tabiinin yapmadığı şeyleri kendileri yapmışlardır. İlk olarak bu işi kendileri çıkardıkları için »müptedi» ismini almışlardır ve islâm'da olmayan bir şeyi İslâm'a soktukları için bid'atçı olarak adlandırılmışlardır.

Allahü teâlâ bir şeyi yaratmak istediği zaman ona «ol» der, o da oluverir. Yaratmak Allah için zor değildir. Yaratma konusunda Allah için bir zorluk yoktur. Sadece «ol» der, o şey oluverir. O'nun müsaadesi olmadan hiçbir şey olmaz, İnsanın yürümesi, tutunması ve bütün hareketleri Yüce Allah'ın ol demesiyle meydana gelir. Allahü teâlâ'nın müsaadesi olmadan hiçbir şeyin hareket etmesi mümkün değildir. Bir anda var eden de, yok eden de ö'dur. Var etmek de, yok etmek de Allah'a mahsustur.

Bazı tefsircilere göre, bu âyet Bahran elçisi hakkında nazil olmuştur, Bahran elçisi ve daha başka bazı kimseler Peygamberimize gelerek, «Babasız dünyaya gelen çocuk var mıdır? Varsa kimdir?» diye sormuşlardır. Onların bu sorusu üzerine Allah yukarıda geçen âyeti indirmiştir. Allah neyi dilerse o olur. İsa (aleyhisselâm) babasız dünyaya gelmiştir. Onlar da İsa (aleyhisselâm)’ın babasız dünyaya geldiğini bilmektedirler. Allahü teâlâ buyuruyor ki:

117 ﴿