124 «Hatırlayın o zamanı ki, Rabbi İbrahim'i bir takım kelimelerle imtihan edip de o, bunları tamamen yerine getirince (Allahü teâlâ) seni insanlara imam (rehber) yapacağım buyurmuş, O da 'zürriyyetimden de' demiştir. Allahü teâlâ da benim ahdime zalimler nail olamaz demişti.» Allahü teâlâ İbrahim (aleyhisselâm)'ı bir takım kelimelerle imtihan etmiş, İbrahim (aleyhisselâm) da Allah'ın hükümlerini yerine getirip tamamlamıştır. Yüce Allah İbrahim (aleyhisselâm) in durumunu açığa çıkarmak için böyle bir imtihana tabi tutmuştur. İmtihanın karşılığı olarak insan ya sevaba hak kazanır veya cezaya dûçâr olur. İbrahim (aleyhisselâm) imtihanı kazanınca Yüce Allah «Seni insanlara imam yapacağını» buyurmuştur. Allahü teâlâ kullarına işledikleri amele göre ya sevap verir veya cezalandırır. Kul azaba lâyıksa azap, sevaba lâyıksa sevap verir. Eğer kul Allah'ın emirlerini yerine getirirse sevap olarak mükâfatını görecektir. İlâhî emirlere muhalefette bulunursa azap olarak cezasını çekecektir. Kul çalışır, Yüce Allah karşılığını verir. Hiç kimseye kazandığından başkası verilmez. Mükâfat da, ceza da kulun kendi kazandığının karşılığıdır. Bütün bunlar kulun iradesine bırakılmıştır. Allahü teâlâ Hazret-i İbrahim'i on hususta imtihan etmiştir. Bu on hususun beşi baş ile ilgili, diğer beşi de vücutla alâkalıdır. Başla ilgili olan hususlar: — Misvak kullanmak. — Abdest alırken ağza su vermek. — Abdestte buruna su vermek. — Bıyıkları uzatmamak. — Sakalı uzatmak. Vücutla ilgili olanlar, da şunlardır : — Sünnet olmak. — Edep yerini temizlemek. — Koltuk altını temizlemek. — Tırnakları kesmek, — Istinca etmek. Bunlar Hazret-i İbrahim (aleyhisselâm)'in sünnetleridir. İbrahim (aleyhisselâm) bunların hepsini yerine getirdi ve ilâhî imtihanı kazandı. Bunun üzerine Allahü teâlâ «Yâ İbrahim, ben seni insanlara imam tayin ettim ve onlar sana tâbi oldu» buyurmuştur. Bu âyet-i celilede, Allah katında yükselmek için nefsi öldürmenin çeşitli azaplardan geçmenin gerektiğine işaret vardır. İbrahim (aleyhisselâm) ancak bu şekilde ilâhî imtihanı kazanmış ve Allah katında derecelerin en yükseğine ulaşmıştır. -Yüce Allah İbrahim (aleyhisselâm)'ı imam tayin edince bu durum hoşuna gitmiş, zürriyyetinden imam gelmesini arzulamış ve Yüce Allah'a dua ederek «Yâ Rabbi benim zürriyetimden imamlar tayin et, halk onlara uysun» demiştir, ibrahim (aleyhisselâm)'ın bu duasına karşılık Yüce Allah, benim rahmetim zalimlere ve kâfirlere erişmez, onlar benim rahmetimden istifade edemezler- buyurmuştur. İbrahim (aleyhisselâm)’ın zürriyetinden kâfir ve zalimler çıkarsa onlar için imamlık söz konusu değildir. Çünkü imanı olmayanlar imam olamazlar. Ancak iman sahipleri buna lâyıktırlar. İbrahim (aleyhisselâm)’ın duası ancak bunlar için söz konusudur. |
﴾ 124 ﴿