127

«Hani ibrahim, o beytin temellerini İsmail ile birlikte yükseltiyordu (da şöyle dua etmişler) Ey Rabbimiz, bizden kabul buyur. Şüphesiz hakkıyla işiten, kemaliyle bilen sensin.»

İbrahim (aleyhisselâm) Kâbe-i Muazzama'yı tamamladı. Oğlu İsmail de yardım etti. Feriştahlar (melekler) taş taşıdılar. Kabe'nin taşları beş dağdan getirilmiş olup bunlar Turisina, Turizeyta, Cûcü dağı, Lübnan ve Hira dağlarıdır.

Hikmet ehli demişlerdir ki, «Beş vakit namazı cemaatle kılan kimseye Allatıü Teâlâ bu beş dağın ağırlığınca sevap verir.»

İbrahim ve ismail (aleyhisselâm) Kabe'yi tamamladıktan sonra şöyle dua etmişlerdir: «Rabbimiz, bizim bu amelimizi kabul et. Sana yakın olmamız için duamızı kabul buyur. Sen duaları işitir ve kabul edersin. Gönüllerdeki niyetleri bilirsin,»

Bu âyet-i celileden şu anlaşılmaktadır: Amel-i salih işleyen kimse amellerinin kabul edilmesi için Allah'a dua eder. Zira kişi amelinin kabul olmamasından korkar. Kulun en büyük arzusu yaptığı amellerin kabul edilmesidir. Bunun için Allah'a dua eder. Yüce Allah ancak günahlardan kaçınan ve kendinden korkanların amellerini kabul eder.

Rivayet edilmiştir ki, ibrahim (aleyhisselâm) ile ismail (aleyhisselâm) Kabe'nin inşaatını bitirdikleri zaman, yerdeki taş kırıntılarının üzerine çöküp Allah'a yalvarmışlar ve kulluğunu dilemişlerdir. Bunun üzerine Cebrail (aleyhisselâm) gelerek «Yâ İbrahim, Allah dileklerini kabul etti. Bir dilekte daha bulun- demiştir. İbrahim (aleyhisselâm) bir dilekte daha bulunmuş, Allah da onun dileğini şu âyetle beyan etmiştir:

127 ﴿