142

«İnsanlardan bir takım beyinsizler, üzerinde durdukları kıblesinden (onları) çeviren nedir? diyecekler. De ki: (Habibim), Doğu da Allah'ın, Batı da, Allah'ın. O kimi dilerse onu doğru yola iletir.»

Bu âyet-i celilenin nüzul sebebi şöyledir: Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), iki yıl Mekke'de, bir buçuk yıl da Medine'de namazını Kudüs'e doğru kılmıştır. Sonra Allahü teâlâ'ya dua ederek kıblegâhının Kabe olmasını istemiştir. Yüce Allah da Peygamberimizin duasını kabul etti ve Beytullah'ı mü’minlerin kıblesi yaptı. Bunu duyan Mekkeli müşrikler, «Kıble Kabe'ye doğru döndü, Muhammed de yönünü bizim kıblemize çevirdi. Yakında dinimize de dönecek» dediler. Allahü teâlâ onların sözlerini reddetmek için bu âyeti indirdi: -Yâ Muhammed, Yahudi ve Hıristiyanların cahil ve beyinsizleri dediler ki: Müslümanları kıblelerinden alıkoyan nedir? Orayı bırakıp Beytullah'ı kıble edindiler. De ki: Mağrip de maşrık da Allah'ın mülküdür. Yani namaz Allahü teâlâ içindir. Doğuya doğru da batıya doğru da kılmanız Allah'ın emriyledir. O kimi dilerse Kabe'ye döndürür ve dinine delâlet eder, Zira bütün peygamberlerin kıblegâhı Kâbe-i Muazzamadır.

Ebül Aliye (radıyallahü anh): -Ben Salih (aleyhisselâm)ın mescidini gördüm. Kıblesi Kabe'ye doğru idi, Musa Peygamber de dışarıda namaz kıldığı zaman Kabe'ye doğru döner ve öyle kılardı- demiştir.

142 ﴿