185 «(O) sayılı günlerdir. Artık sizden kim hasta veya seferde olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Gücü yetmeyenler üzerine de bir yoksul doyumu fidye (lazımdır). Bununla beraber kim gönül isteğiyle bir hayır yaparsa işte bu onun için daha hayırlıdır. Oruç tutmanız, eğer bilirseniz hakkınızda hayırlıdır.» Ramazanda hasta oldukları veya sefere çıktıkları için oruçlarını tutamayanlar, iyileştikten ve seferden döndükten sonra oruçlarını, Ramazanın dışında gününs gün tutarlar. Yaşlılıktan veya müzmin bir hastalıktan dolayı oruç tutamayanlar da oruçlarını yerler, buna mukabil her gün yerine bir fidye verirler. Bu fidye, onların oruçlarının karşılığıdır. Ancak bunu, oruç tutması mümkün olmayan yaşlılarla iyi olması beklenmeyen hastalar verir. Sıhhati yerinde olanlar veya geçici bir hastalığa yakalananlar fidye veremezler. Çünkü onların iyi olma ihtimalleri vardır. «Öyleyse içinizden kim o aya erişirse onu tutsun. Kim de hasta olur yahut bir sefer üzerinde bulunursa o halde başka günlerde, oruç tutmadığı günler sayısınca (orucunu kaza etsin). Allah size kolaylık diler. Sizin için güçlük istemez, O sayıp ikmal etmeniz, Allah'ı büyük tanımanız içindir. Olur ki şükredersiniz.-' Ramazan ayına erişip de hasta ve yolcu olmayanlar oruçlarını tutsunlar. Hasta olanlar veya seferde bulunanlar da hastalıktan kurtuldukları ve seferden döndükleri zaman tutamadıkları günler sayısınca oruçlarını tutsunlar. Seferde olanlar tutamadıkları gün sayısınca fidye veremezler. Zira onların seferden döndükleri zaman tutmaları mümkündür. Hastalar ise iyi oldukları takdirde oruçlarını tutacaklardır. İyi olma ihtimalleri yoksa yukarıda belirtildiği gibi fidyelerini vereceklerdir. Fidyenin efdal olanı, bir günlük oruç yerine iki fakiri doyurmak veya iki fakiri doyuracak kadar para vermektir. Bundan yukarı istediği kadar verebilir. Fazlasının ölçüsü yoktur. Yine Ramazanda' bazı nıü’ıninlere özel durumlarından dolayı orucu yeme ruhsatı verilmiştir. Bu durumları zail olduktan sonra oruçlarını gününe gün tutacaklardır. Bu hususta kendilerine ruhsat verilenler şunlardır: İşinin ağırlığından dolayı oruç tutarak sıhhatini kaybedecek olanlar, oruç tutmak suretiyle hastalığının artmasından korkanlar, hâmile kadınlar, yani oruç tutmak suretiyle çocuğunun zayi olmasından korkanlar, çocuğuna süt veren kadınlar, oruç tutmak suretiyle sütünün kesilmesinden ve sütsüz kalan çocuğun helak olmasından korkan kadınlar, ay hâli ve nifas hâlinde bulunan kadınlar, açlık ve susuzluk sebebiyle helak olmaktan veya aklının gitmesinden korkanlar oruçlarını yerler. Bunlar bu özel durumlarından kurtulduktan sonra Ramazanın dışında gününe gün oruçlarını tutarlar. Ramazan orucunun kazası hususunda İslâm uleması ihtilâf etmiştir. Abdullah İbni Ömer (radıyallahü anh) ve Hazret-i Ali (radıyallahü anh) «Ramazan orucunun kazasını ayrı ayrı tutmak mekruhtur. Ramazan orucunun kazası, her kaç gün ise arka arkaya tutulması lâzımdır- demişlerdir. Muaz İbni Cebel ve sahabeden bir grup ise bu hususta şöyle demişlerdir: «Orucu kazaya kalmış olanlar, nasıl arzu ederlerse o şekilde oruçlarını tutsunlar, ister peş peşe ister ara vererek tutarlar. Bunun bir mahzuru yoktur.» |
﴾ 185 ﴿