188

«Aranızda mallarınızı haksız sebeplerle yemeyin ve kendiniz bilip dururken insanların mallarından bir kısmını günahla yemeniz için onlan hâkimlere aktarmayın.»

Bu âyetin nüzul sebebi şudur: İmrül-Kays ile Abdullah İbni Esra' bir meselede anlaşamazlar ve nizalaşırlar. Durumu gelip Peygamberimize bildirirler ve dâvalarını anlatırlar. Her ikisi de dâvalarında haklı olduklarını söylerler. Kimin haklı, kimin haksız olduğunun ortaya çıkması ve mal sahibinin kim olduğunun belirlenmesi için bunlardan birinin yemin etmesi gerekiyordu. Bunun üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdu:

«Siz bir meselede anlaşamadınız, bana geldiniz. Birinizin getirmiş olduğu delil, digerinizinkinden daha kuvvetli, daha açık olabilir. Ve kendini daha iyi savunabilir. Böylece haksız olduğu halde haklı çıkabilir. Haklı olan da hakkını savunamaz ve delillerini getiremez. Kendini savunamadığı ve delillerini getiremediği için de haklı olduğu halde haksız duruma düşebilir. Ben de sizin gibi bir insanım, hanginizin haklı olduğunu, hanginizin haksız olduğunu bilemem, bunu ancak Allah bilir. Savunmanıza göre aranızda hükmederim. Benîm hükmüm haramı helâl etmez. Yalan yere and içerek haramı almanız cehennem ateşini almanız demektir. Çünkü hakkınız olmadığı halde yalan yere yemin ederek ve delil getirerek bile bile başkasının hakkım almak cehennem ateşini almaktır.»

Bu âyet-i celile mezkûr iki kişi hakkında nazil olmuş, fakat hüküm bakımından herkesi ilgilendirmektedir.

Allahü teâlâ buyuruyor ki: «Bazınız bazınızın malını yalan yere yemin ederek ve zulüm ile alıp yemesin. Hâkimlere rüşvet vererek, haksız olduğu halde haklı çıkmasın. Kardeşine zulmedip malını almasın. Bu şekilde almış olduğunuz mallar size haramdır. Yaptığınız iş karşınızdaki kardeşinize zulüm ve işkencedir. Her hususta hakkınıza razı olun. Hakkınız olmayanı asla talep etmeyin.»

Bu âyet-i celilede şuna da işaret vardır: Yalan yere yemin etmek ve başkasının hakkını talep etmek haramdır. Bu haramı kabul edip yemek cehennem azabını hak etmektir. Harama helâl diyen dinden çıkar, kâfir olur ve onun yeri ebedî cehennemdir. Haramı helâl saymanın cezası ebedî cehennemdir.

Saîd İbni Müseyyeb (radıyallahü anh) Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şöyle nakletmiştir: -Yalan yere şahitlik yapanların, bulundukları yerden ayrılmadan Allah'ın laneti ve gazabı üzerlerine yağar.»

Bu âyetin hükmü umumîdir. Yemin etmek suretiyle haksız yollardan Müslümanların mallarını yiyenlerin, zulmederek başkasının malını elinden alanların, domina, kumar ve buna benzer oyunlarla başkasının mauna alanların, hâkimlere rüşvet vererek hakkı olmayan malı elde edenlerin, rüşvet yiyenlerin ve buna benzer haksız yollardan kazanç sağlayanların hepsi Allah'ın lanetine ve azabına uğrayacaklardır.

188 ﴿