212

«Küfredenlere dünya hayatı pek süslendi. İman edenlerden kimiyle eğleniyorlar. Halbuki takvaya erenler kıyamet gününde onların üstündedirler. Allah kimi dilerse ona hesapsız rızik verir.»

Bu âyet-i celile Kureyş kâfirlerinin reisleri hakkında nazil olmuştur. Onlara dünya hayatı süslü, çok güzel, lezzetleri tatlı görünmüştür. Müşrikler zenginlikleriyle böbürlenerek Müslümanların fakirleriyle alay etmeye başlamışlardır. Kâfirlerin hor gördüğü Kimseler Allah'a şirk koşmaktan uzak ve küfürden sakmmışlardir. Onlar ne kadar fakir olsalar da Allah'a iman ettikleri için kâfirlerden dünyada çok üstündürler. Âhirette ise makam ve nimetler yönünden, onlardan çok ulvîdirler. Onların hor gördüğü fakirler âhirette cennet nimetiyle mükâfatlandırılırken, müşrikler esfel-i sâfilinde en şiddetli azap ile cezalandırılacaklardır.

Allahü teâlâ kimi dilerse ona sonsuz rızık verir, vermiş olduğu rızkın hesabını kimse bilmez. Onu hiç kimse hesap edemez. Yüce Allah kulunu hiç ummadığı yerlerden rızıklandırır. Bu nimetlerin dünyada şükrünü yerine getirenlerden âhirette hesabı sorulmaz. Dünyada şükrünü yerine getirmeyenlerden âhirette hesabı sorulur.

Dünya hayatını insanlara hoş gösteren hususlar hakkında tefsirciler farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Bazılarına göre dünya hayatını insanlara hoş gösteren şeytandır. Zira Allahü teâlâ, kullarını dünyanın kötülüklerinden alıkoymak için âyetlerini indirmiş ve dünyanın fani olduğunu, onunla böbürlenmemelerini, dünyaya aldanmamalarını beyan etmiştir. Fakat şeytan, onları ebedî saadetten mahrum etmek için, dünyayı hoş göstermiş, gönüllerini dünyaya bağlatmış, âhireti inkâr ettirmiş veya unutturmuştur.

Bazı tefsircilere göre ise, dünyayı hoş gösteren Allahü teâlâ'dır. Kullarını imtihan etmek için göze ve gönle hoş görünen şeyleri dünyanın içine atmıştır. İnsanlar onlarla böbürlenerek, gururlanarak aldandılar. Ebedî hayatı terk ettiler. Dünya muhabbetine daldılar ve saadet-i ebediyeden mahrum oldular.

212 ﴿