243 «(Sayıları) binlerce oldukları halde ölüm korkusuyla yurtlarından çıkanları görmedin mi?. Allah onlara «ölün» dedi, sonra da kendilerini diriltti. Her halde Allah insanlara karşı fazl sahibidir. Fakat insanların pek çoğu şükretmezler.» Bu âyet-i celilenin kıssası şudur; İsrailoğulları zamanında «Vasît» şehrinde veba hastalığı baş gösterir. Şehir halkından on sekiz bin veya yetmiş bin kişi hastalıktan korktukları için şehri terk ederler. Gittikleri yerde Yüce Allah bunların hepsini helak eder. Güya onlar, ölümden korktukları için memleketlerini terk etmişlerdi. Bunların peygamberlerinden Hızkıl (aleyhisselâm) bu beldeye uğruyor, hepsinin helak olduğunu görünce «Hamd şanına mahsus olan Yüce Allah, bunları diriltmeye kadirdir. Bunları diriltse de, O'na ibadet etseler» der ve dirilmeleri için Allahü teâlâ'ya dua eder. Yüce Allah duasını kabul eder ve onları ölümlerinin sekseninci günü veya daha fazla bir zaman geçmesine rağmen diriltir. Allahü teâlâ bu olayı Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'e haber vermiştir. Tâ ki, öldükten sonra dirilmeyi inkâr edenler en büyük bir ibret olsun. Bundan dolayı Yüce Allah «Yâ Muhammed, ölüm korkusundan dolayı yurtlarını terk edip çıkanların haberi sana bildirilmedi mi? Allah onların hepsini helak etti. Sonra Hızkıl (aleyhisselâm)’ın duasıyla onları tekrar diriltti» buyurmuştur. Yüce Allah insanlara karşı fazl ve ihsan sahibidir. Fakat insanların pek çoğu bunu bilmezler. Allah'ın verdiği nimetlere karşı nankörlük yaparlar da, şükrü yerine getirmezler. Bu âyet-i celile, Peygamberimizin Hak Peygamber olduğunu inanmayanlara isbat eder. Zira kendinden önce gelip geçen peygamberlerin haberlerini ve onlar zamanında meydana gelen olayları asırlarca sonra insanlara olduğu gibi bildirmesi elbette hak peygamber oluşunun delilidir. Yahudilerin ve Hıristiyanların kabir azabını ve öldükten sonra dirilmeyi inkâr etmelerini Yüce Allah bu âyetle reddetmektedir. Onlar Resûlüllah'ın Hak Peygamber olduğunu bildikleri halde yine iman etmemişlerdir. |
﴾ 243 ﴿