248 «Peygamberleri onlara dedi ki: Gerçek, onun hükümdarlığının açık alameti size o Tâbut'un gelmesi olacaktır ki, içinde Rabbinizden bir sekînet ve Musa hanedanıyla Hânın ailesinin metrûkatından bir bakıyye vardır. Melekler onu yüklenecektir. Elbette bunda size kat'i bir alamet vardır. Efter iman etmişlerseniz.» Onlar Peygamberleri İşmuil (aleyhisselâm)'den Tâlût'un melik olduğuna dair bir alâmet istediler. Tâlût da melik olduğunu isbat için, onlara bir tâbutla geldi. Bu tabut melik olduğunun alâmetiydi. Bu tabutun kıssası şudur: Tevrat'ın sandukudur. Hazret-i Adem'den Hazret-i Musa'ya intikal ettiği rivayet ediliyor. Hazret-i Musa bu tabutu muharebelerde ordusunun önünde bulundurmuştu, bu ordu için manevi bir kuvvet temin ederdi. Musa'dan sonra Müslümanların elinde bulunan bu tabut, Câlût'un Müslümanlara galip gelmesiyle onlardan alınmış ve bir mezbeleliğe gömülmüştür. Câlût ve avanesi ona saygısızlık ettikleri için Yüce Allah onları çeşitli hastalıklara mübtelâ etmiştir. Basur hastalığı o zamandan, cüzzam hastalığı Hazret-i Eyyüb zamanından, yemeklerin bozulması, İsrailoğulları zamanından kalmıştır. Bunların yeri geldikçe izahları yapılacaktır. Bu tabut Müslümanların elindeyken gittikleri har yere götürüyorlardı. Aynı zamanda kafirlere karşı galip gelmeleri için onunla zafer talep ederlerdi. Yüce Allah bu tabutu, Tâlût'un melik olduğuna bir alâmet kılmıştır. Allahü teâlâ, meleklere tabutu alıp Tâlût'a getirmelerini emretti. Onlar da tabutu Tâlût'a getirdiler. İşmuil (aleyhisselâm) tabutun içindekileri kavmine haber verirken, bu nun içinde Rabbinizin -sekinesi- var demiştir. Sekine hakkında tefsirciler farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Bazı tefsircilere göre sekine: Bir dilektir. Gittikleri yere tabutu götürürler, kalbler onunla tatmin olur ve onunla zafer dilerler. İmam-ı Mukatil'e göre sekine: «Tabutun içinde bulunan bir hayvandır. Bu hayvanın başı kedi kafası gibi olup, iki kanadı vardır. Şayet ses çıkarırsa savaşta galip geleceklerini anlarlar, ses çıkarmazsa mağlûp olacaklarını bilirlerdi.» Bazıları da, sekinenin ses çıkaran yeşil bir cevher olduğunu söylemişlerdir. Diğer bir kısım tefsirciler de, tabutun içinden geçen bir rüzgâr olduğunu, zaman zaman ses çıkardığını, eğer savaşta ses çıkanrsa zafere işaret olduğunu söylemişlerdir. Bu tabutun içinde Hazret-i Musa'nın asası, Tevrat'ın bazı parçaları ve Tin vadisinde yağan kudret helvasından bir ölçek ve Hazret-i Harun'un sarığı bulunmaktadır. Tabut, şimşir ağacından yapılmıştı. Câlût ve avanesi tabuta saygısızlık ettikleri için çeşitli hastalıklara mübtelâ olmuşlardır. Bunun sebebini tabuta bağlayarak, «bu bize İsrailoğullarının ilâhından oldu, zira biz, onu gömmüştük» demişlerdir. Onlar, tabutun İsrailoğullarının ilâhı olduğunu kabul ederlerdi. Uğramış oldukları musibetlerden kurtulmak için tabutun bulunduğu yerden çıkarılması gerektiğine inanmışlardı. Bunun için de iki sığır alıp koşmuşlar ve tabutu olduğu yerden çıkarmışlardı. Çıkardıkları tabutu sığıra koştukları arabanın üzerine koyarlar ve İsrailoğullarının bulunduğu yere doğru salıverirlerdi. Bu sığırların yavrularını da kendi yanlarında bırakırlardı. Allahü teâlâ'nın emriyle iki melek gelir o sığırları İsrailoğullarının bulunduğu yere getirirdi. Sabah olunca İsrailoğulları tabutu aralarında bulurlar. İşmuil (aleyhisselâm), onlara «bu tabutun gelmesi Tâlût'un melik olduğuna işarettir. Eğer siz, mü’min iseniz Tâlût'un Allah tarafından melik olarak gönderildiğine inanırsınız» demişti. İsrailoğulları aralarında tabutu görünce, onun Allah tarafından olduğunu kabul etmişler ve Tâlût'a tâbi olmuşlar. |
﴾ 248 ﴿