19

«Şüphe yok ki Allah indinde din İslâm'dır. Ancak kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki ihtirastan dolayı ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse, şüphesiz ki Allah, çabuk hesap görücüdür.»

Bu âyette Allahü teâlâ, hak dinin İslâm olduğunu bildirmiştir. Ancak Allah tarafından kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki ihtirastan dolayı ayrılığa düşmüşlerdir, ilâhî kitaplara îman edenler Allahü teâlâ tarafından İslam olarak isimlendirilmiştir. Yahudi ve Hıristiyanlar kendi ihtiraslarından dolayı bu ismi değiştirmiş, biri Yahudi diğeri Hıristiyan adını almıştır.

Yüce Allah, kitaplarını ve peygamberlerini inkâr edenlerin hesabını çabuk görücüdür. Bunları inkâr edenlerin azabı pek çetindir. Yüce Allah bütün mahlükatı bir anda hesaba çekecek, mükâfat ve mücazatlarını verecektir.

İslâm: Lügatte ihlâs, inkıyad, mutavaat mânalarına gelir. Şeriatte, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)in tebligatını her veçhile kabul etmek, tahsin ile Cenâb-ı Hakk'a itaat ve boyun eğmektir. İslâm lâfzı, îmanın alâmeti, semeresi olan namaz, oruç, hac gibi salih amellere de ıtlak olunur. Îman ile İslâm taşımış oldukları hüküm itibariyle eşittir. Her mü’min, muslinidir ve her müslim de mü’mindir. İslam lâfzı din mânasına geldiği gibi, şeriat lâfzı da din manasınadır.

Din: Allahü teâlâ tarafından konulmuş bir kanun-u ilâhîdir. Yüce Allah'ın varlığını, birliğini, azamet ve ulûhiyyetini bildirir. İnsanları yaratılışlarındaki gayeden haberdar eder. İnsanlara vazifelerini, hidayet ve saadet yollarını gösterir.

Cenâb-ı Hakk’ın, bizlere ihsan buyurmuş olduğu ilâhî din, beşeriyetin ilk ve son dinidir. Bütün peygamberlerin beşeriyete tebliğ ettiği din Hak dindir. Din, beşeriyet için en büyük bir ihtiyaçtır. Her devirde insanların dine son derece ihtiyacı vardır. İnsanlar yalnız dünya varlığını, dünya zevkini gaye edinmemelîdir. Çünkü insanın yaradılış gayesi bu değildir. Zâriyât sûresinin 56. âyetinde belirtildiği gibi, Allah'a kulluktur.

19 ﴿