102

«Ey îman edenler, Allah'dan nasıl korkmak lazımsa öylece korkun. Ve herhalde Müslüman olarak can verin.»

Ey îman edenler, Allah'ın emirlerine itaat ederek, yasaklarından kaçınarak azabından korkun. Ona itaat ederek mağfiretini talep edin. Emirlerine sarılın, yasaklarından kaçının. Allah'tan nasıl korkmak lazımsa öylece korkun. Ona asla âsi olmayın. Size verdiği bunca nimetlerine karşı şükredin. Allah'ın nimetlerine karşı nankörlük etmeyin. Daima Yüce Allah'ı zikredin ve bir an bile O'nun zikrinden geri kalmayın. Bu veçhile Allah'a itaat mü’minlere zor gelmiştir. Zira beşer gafletten hâli olamaz, biz hakkıyla Allah'a itaat edemezsek, O'na âsi olur, azabına müstehak oluruz korkusu ile Sahabe-i kiram endişeye düşmüştür. Allahü teâlâ onların endişelerini gidermek için «gücünüz nisbetinde itaat edin» buyurmuştur. Zira Yüce Allah kullarına tehammül edemeyeceği yükü yüklemez. Ancak güçleri nisbetinde onlara yükümlülük verir. Onları güçlerinin yetmediği şeylerden mes'ul tutmaz.

Bu âyet, yukarda geçen âyetin hükmünü neshetmiştir. Bazı tefsircilere göre ise, bu âyet yukarda geçen âyeti neshetmemiştir. Zira Allahü teâlâ kullarının takat getiremeyeceği bir yükü onlara yüklemez. Âyette geçen «Allah'tan nasıl korkmak lazımsa öylece korkun» emri, her an Allah'a itaat edin demektir. Sahabe-i kiram Allah'a hakkıyla itaat edemeyiz, gaflete düşeriz de Yüce Allah'a âsi oluruz korkusu ile endişeye düşmüşlerdir. Allahü teâlâ, kullarının takati nisbetinde itaati emretmiştir.

Birinci âyetteki itaat emri sahabeye ağır geldiği için ikinci âyet ile hafifletilmiştir. Bütün bunlar Allah'ın kullarına lûtfudur. Bu lütuf ve nimetler karşısında kulun da görevi Allah'a itaattir.

Ey iman ehli, şu fani hayattan ebedî hayata göç ederken Müslüman olarak göçün. Allah'ın mü’min kullarına olan sevgisine bakın, Allah, ebedi hayata göçerken mü’min kullarının insan-ı kâmil ile göçmelerini arzu ediyor. Her Müslümanın en büyük arzusu Rabbine giderken imanlı gitmektir. Öyle ise imana gölge düşürecek her şeyden Müslümanın kaçınması gerekir. Tarifi imkânsız olan en büyük nimet mü’minler için Mevlâsı'na îman ile kavuşmaktır. Zira âhiret nimetlerinin hepsi buna bağlıdır.

102 ﴿