141

«Hem Allah'a îman edenleri seçip, kâfirleri mahvedeceği içindir bu.»

Ey îman edenler, Uhud günü size yaralar, acılar, musibetler isabet ettiyse şüphesiz o kavme de o kadar, Bedir günü yara ve acı isabet etmiştir. Yüce Allah -hem o günleri biz, insanlar arasında döndürür dururuz» buyurmuştur. Zafer bazan sizin olur, bazan onların olur. Bunun böyle oluşunun hikmeti, Allah'ın gerçek îman edenleri belirtmesi, münafıkların mü’minlerden seçilip ayrılması ve içinizden şahitler edinmesi içindir. Hakiki mü’min de, münafık da böyle bir musibet ânında belli olur. Nitekim Lokman oğluna şöyle demişti: «Hakiki altın ve gümüş ateşte belirlenir. Hakiki mü’min de şiddet ve musibet anında belli olur.- Fakat Allahü teâlâ kimin gerçek mü’min, kimin münafık olduğunu çok iyi biliyor. Mü’minlerin de bilmeleri için, gerçek iman edenle etmeyeni beyan etmiştir. Yüce Allah kullarının durumunu bilmesine rağmen, onların mükâfat ve mücâzatını vermiyor. Ancak kullarının bu durumları fiiliyata aksettikten sonra veriyor. Yani kul sevabı gerektiren bir fiil işlerse, sevap, günahı gerektiren bir fiil işlerse cezasını veriyor. Bunları işlemeden vermiyor. Halbuki kullarından hangisinin sevap, hangisinin günah işleyeceğini daha önceden biliyor. Nitekim Allahü teâlâ, iblisin isyan edeceğini biliyordu. Buna rağmen isyan etmeden önce onu rahmetinden kovmadı. Ne zaman ki, iblis isyan etti, o zaman rahmetinden kovdu. Mü’minlerden de hâlis îman sahipleriyle, Uhud'da şehadet mertebesine ulaşacak olanları biliyordu. Fakat onların mertebelerini yükseltmek için kimine şehitlik derecesini, kimine de gazilik unvanını verdi. Yoksa kâfirleri üstün kılmak, mü’minleri ise hakir düşürmek söz konusu değildir. Şayet böyle olsaydı Allahü teâlâ, -hâşâ- kâfir ve zâlimleri dost edinmiş olurdu. Halbuki Yüce Allah zalimler ve kâfirler güruhunu asla sevmez. Bunun başka bir yönü, mü’minlerin günahlarının bağışlanması, kâfirlerin cezalarının artırılması ve kendilerinin helak edilmesidir. Mü’minlerin galibiyetinde de, mağlûbiyetinde de Allahü teâlâ'nın bir çok hikmetleri vardır. Bunlardan bir tanesi, yukarda da belirtildiği gibi, mü’minlerin günahlarının bağışlanması, kâfirlerin cezalarının artırılması ve helak edilmeleridir.

141 ﴿