174

«Sonra da kendilerine hiç bir zarar dokunmadan Allah'tan bir nimet ve bollukla geri döndüler. Allah'ın rızasına uydular. Ve Allah çok büyük fazl u inayet sahibidir.»

Ne'îm İbn Mes'ûd, mü’minleri korkutmak için Ebû Süfyan'ın kalabalık bir grup halinde yola çıktığını söylemiş ve hattâ Süfyan'ın bulunduğu istikamete gitmeyin demişti. Bu haber mü’minleri yıldırmadı, bilâkis imanlarını artırdı, savaşa karşı cesaretlerini çoğalttı. O, peygamber ordusunu düşmanın çokluğu yıldırmadı, Allah yolunda samimi olduklarını ve îmandaki sadakatlerini isbat için şöyle, demişlerdi: «Allah bize yeter. O, ne güzel vekildir, biz düşmandan asla korkmayız.»

O mümtaz ordu, peygamberleriyle beraber düşmana karşı çıkarlar, Yüce Allah peygamberini hiç yardımsız bırakır mı? Elbette bırakmaz. Peygamberle birlikte düşman üzerine giden sahabeye, düşman tarafından hiç bir zarar dokunmadan, Allah'tan bir nimet, bir mükâfat ve büyük bir kazançla geri dönerler. Onlar Allah'ın rızasına uyan insanlardır, Allah, rızasına uyanları asla boşa çıkarmaz.

İmam-ı Dahhâk şöyle demiştir: «Bu vak'a Uhud günü olmuştur. Uhud'da Kureyşliler hezimete uğramış ve sonra bir yere toplanmışlar. Onların toplandığım haber alan Peygamberimiz üzerlerine gitmek istemiş. Fakat sahabenin çoğu yaralı olduğu için Peygamberimize ancak yetmiş kişi iştirak etmiştir. Bu âyet o zaman inmiştir.»

174 ﴿