179

«Allah müminleri, sizin üzerinde bulunduğunuz halde bırakacak değildir. Nihayet murdarı temizden ayıracaktır. Allah size gaybı da bildirecek değildir. Fakat Allah peygamberlerinden kimi dilerse onu seçer. Bunun için siz Allah'a ve peygamberlerine inanın. İnanır ve sakınırsanız size çok büyük bir mükâfat vardır.»

Bu âyet-i celilenin nüzul sebebi şudur: Kureyşlilerden bir grup Peygamberimize gelerek: «Yâ Resûlâllah, biz öyle zannediyoruz ki, bizim ölülerimiz Cehennemde, şayet dinimizi terk eder de sizin dininize girersek o zaman ölülerimiz Cennettedir dersiniz. Ve bizim dinimizden sizin dininize kimler girecek, kimler girmeyecek bunları bize haber ver» demişler. Bunun üzerine Yüce Allah bu âyeti inzal ederek şöyle buyurmuştur:

«Allah mü’minleri, sizin üzerinde bulunduğunuz küfür ve nifak üzere bırakacak değildir. Nihayet pâk mü’mini, murdar kâfirden ayıracaktır. Allah, size gaybi da bildirecek değildir ki, sizden kimin iman edip, etmeyeceği belli olsun. Fakat Allah peygamberlerinden kimi dilerse, onu kullarına peygamber olarak gönderir. Bunun için siz Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Emirlerine itaat edin. Eğer siz Allah'a îman eder. Resulünü tasdik ederseniz ve Allah'ın yasaklarından sakınırsanız, size çok büyük bir mükafat vardır.»

İman edenlerin mükâfatının sonsuz olduğunu Yüce Allah birçok âyetlerinde bildiriyor. İman etmeyenlerin de ne elîm bir azaba uğrayacakları açıkça ifade ediliyor. Allah'ın bütün nimetlerine kavuşmak da, onlardan mahrum olmak da insanın kendi elindedir. Allah'a iman edenler, O'nun bütün nimetlerinden istifade ederler, iman etmeyenlere gelince O'nun bütün nimetlerinden mahrum olacakları gibi, elîm bir azaba da uğrayacaklardır.

179 ﴿