NİSA SÛRESİ Kur'an-ı Kerîm'in dördüncü süresidir, Medine'de nazil olmuştur, yüz yetmiş altı âyettir. İhtiva ettiği konuların başhcaları aile hayatına ait olduğu için «Sûre-i Nisa» adını almıştır. Ayetlerin genelde taşımış olduğu mânâ beşeriyetin yaratılışı, kardeşlik, aile teşkilâtı, ferdî, içtimaî hak ve vazifeler, cihad ve dinî terbiyedir. 1 «Ey insanlar, sizi bir tek candan yaratan, ondan zevcesini var eden ve ikisinden bir çok erkek ve kadın üreten Rabbinizden korkun. Ve yine kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan korkun da akrabalık bağım kesmekten sakının. Muhakkak ki, Allah sizin üzerinize tam bir gözeticidir.» İbn Abbas (radıyallahü anh) şöyle demiştir: «Bu hitap Adem'in soyundan gelen bütün insanlara yöneliktir.» Ey insanlar Rabbinizin azabından korkun, O'na eş tutmaktan, isyan etmekten sakının, emirlerine itaat edin. O, sizin Mevlânızdır. Sizi tek bir canlıdan yaratmıştır. Bütün mevcudatın sahibi ve maliki O dur. Bakara Sûresinde de işaret edildiği gibi, Yüce Allah Adem (aleyhisselâm)'i topraktan yarattı ve ona kendi ruhundan ruh verdi. Adem'in sol kaburga kemiğinden de Havva Anamızı yarattı. Ona »ol» dedi, o da oluverdi. Kudretiyle her şeyi yoktan var eden Yüce Allah bir insandan başka bir insanı yaratmaya elbette kadirdir. Hazret-i Havva yaratılınca, Âdem (aleyhisselâm)'e ornın kim olduğu sorulur, Âdem cevaben «îmree-'dir. Yani erkekten yaratılmış bir avrettir» der. Havva, diri olarak yaratıldığı için bu ismi almıştır. Bütün insanların atası Âdem ile Havva'dır. Bunlardan bir çok erkek ve kadın dünyaya gelmiştir. İmamı Mukatil'e göre, Âdem ile Havva'dan, erkek ve kadın olmak üzere bin kişi dünyaya gelmiştir. Hazret-i Havva her doğumda ikiz çocuk dünyaya getirmiştir. Bunlardan biri erkek, diğeri kız idi. Allahü teâlâ insanların atası olan Âdem'in yaratılışını beyan ettikten sonra, «Ey insanlar Rabbinizden korkun, emirlerine itaat edin, akrabalarınızla ilgiyi kesmekten sakının. Akrabalarınızla ilgiyi kesmeyin» buyurmuştur. Akrabayı ziyaret etmek, onlarla ilgiyi kesmemek Allah'ın emridir. Hısım-akrabanın birbirini ziyaret etmeleri, aralarındaki hısımlık bağlarını kuvvetlendirmeleri, birbirlerinin dertleriyle dertlenmeleri İslâm'ın emridir. Hısım-akrabayı ziyaret etmek, onların duasını almak Allah'ın rahmetine vesiledir. Nitekim Peygamberimiz «Sıla-i rahmin sevabından daha çabuk kabul olan başka hiçbir güzel amel yoktur. Yine hiçbir kötü amel yoktur ki, onun cezası sıla-i rahmi kesenin cezasından daha çabuk verilsin. Ve yalan yere yemin edenler de perişan olacaklardır» buyurmuştur. Toplumun birbirine olan itimadını sarsacak ve toplum içinde huzursuzluk meydana getirecek yalan, iftira ve gıybet gibi kötü şeyleri dinimiz kesinlikle yasaklamıştır. Yalan yere yemin etmek dinimizde büyük günah olduğu gibi, ailelerin de felâketine sebep olur. Çünkü Peygamberimiz «Yemin ocak söndürür» buyurmuştur. Peygamberimiz, -Allahü teâlâ rahmeti yarattı. Ve süa-i rahim yapana ben de rahmet ederim, sıla-i rahmi kesenden ben de rahmetimi keserim, buyurdu» demiştir. Hısım-akrabayı ziyaret etmek Allah'ın emrine itaat olduğu gibi, günahların bağışlanmasına da vesiledir. Şüphesiz ki, Allah sizin üzerinize tam bir gözeticidir. Yaptıklarınızı görür, amellerinizi bilir, ona göre mücazat ve mükâfatınızı verir. Hiçbir şey O'nun bilgisinden asla gizli kalmaz. İslâm dini, yoksulları ve yetimleri koruyan, helâl yoldan rızık temin etmeyi emreden, haramı yasaklayan bir dindir. |
﴾ 1 ﴿