3 «Eğer (kendileri ile) evlendiğinizde! yetim kızların haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız, size helâl olan diğer kadınlardan ikişer, üçer ve dörder olmak üzere nikah edin. Şayet aralarında adalet yapamayacağınızdan endişe ederseniz o zaman bir tane almalısınız veya sahip olduğunuz cariye ile yetinmelisiniz, işte bu, adaletten sapmamanıza daha uygundur.» islâm dini kadınların haklarına son derece önem vermiştir. Bazılarının iddia ettiği gibi, kadın' İkinci plâna atmamıştır. İslâm'ın kadına verdiği değeri başka hiçbir din vermemiştir. Himayelerinde yetim kızlar olup da, onlarla evlenmek isteyenlere Yüce Allah şöyle hitap ediyor: -Eğer yetim kızların haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız, size helâl olan diğer kadınlardan ikişer, üçer ve dörder olmak üzere nikahlayınız, yani alınız.» İslâm'da yetimlere ne derece değer verildiği âyet-i celîlede açıkça belirtilmektedir. İslâm her şeyde bir ölçü koyduğu gibi, evlilikte de bir ölçü koymuştur. Evliliğin âzamisini ve asgarîsini belirtmiştir. İslâm dini, bir anda bir erkeğin, dört kadını birden nikâhı altına almasına müsaade etmiştir. Ancak bu sadece bir müsaadedir, emir değildir. İslâm, bir erkeğin dört kadınla evlenmesine izin vermiştir ama, kadınlar arasında, en ince noktasına kadar adaleti gözetmeyi de şart koşmuştur. Erkek, yemede, içmede, giyim-kuşamda ve onlarla olan münasebetlerde adalete riayet etmek zorundadır. Şayet erkek, kadınlar arasında âdil davranamayacağından endişe ederse, o zaman İslâm dini bir kadından fazlasına müsaade etmiyor. Çünkü İslâm'da, kadını alıp sokağa bırakmak yasaktır, aslolan, onu muhafaza etmektir. Bir kadını nikâhına alan erkek, onun ibadetinden, tesettüründen, iffet ve namusundan, iaşesinden, gezmesinden ve ailevi münasebetlerinden sorumludur. Bu bakımdan erkeğe büyük mes'uliyet yüklenmiştir. Dolayısıyla birden fazla kadınla evlenen erkeğin mesuliyeti o nisbette ağırdır. İslâm'a göre nikâhın mahiyeti: Nikâh, bir erkekle bir kadın arasındaki meşru bir akit ve içtimâi bir bağdır. Nikâh vasıtasıyla kadın ve erkek arasında bir takım haklar teessüs eder ve kadınla erkeğin birbirlerinden meşru surette istifade etmeleri caiz olur. Nikâhsız olarak yabancı bir kadından istifade etmek kesinlikle yasak ve haramdır. Buna İslâm dininde asla müsaade yoktur. Hazret-i Aişe (radıyallahü anh) 'den şöyle rivayet edilmiştir: «Bir kısım insanlar yetim kızlarla evlenirler ve onlar arasında adaleti gözetmezlerdi. Bu yüzden onların bir kısmı perişan olurdu. Kendilerini himaye edecek kimseleri de olmadığı için sürünürlerdi, Allahü teâlâ bu âyeti inzal ederek yetim kızlar arasında adaleti gözetmeyi emretmiştir.- İslam, kadınların başkalarının elinde oyuncak olmasına asla müsamaha göstermemiş, onları son derece korumuştur. Yüce Allah, bunu şöyle beyan ediyor: «Eğer yetim kızların haklarını gozetemeyeceğinisden korkarsanız, size helâl olan diğer kadınlardan ikişer, üçer ve dörder olmak üzere nikâh edin. Şayet aralarında adalet yapamayacağınızdan endişe ederseniz o zaman bir tane almalısınız veya sahip olduğunuz cariye ile yetinmelisiniz. İşte bu, adaletten sapmamanıza daha uygundur.» Çok evhlik kişinin adaletten sapmasına vasıta olabilir. Bazılarına göre bu âyetin, nüzul sebebi şöyledir: Dul kadınlarla evlenenler, onlara ve onların çocuklarına iyi muamele etmezler, yetimlerin haklarını korumazlar, onlara iyi bakmazlar, ezâ ve cefa ederlerdi. Bunun üzerine bu âyet nazil olmuştur. Bütün mesele, gerek yetimler arasında, gerek kadınlar arasında adaletle hükmedilmesi ve adaletin yerine getirilmesidir. Buna riayet edilmediği takdirde yapılan ibadetlerin hiçbir faydası yoktur. Zira adaletin olmadığı yerde Allah'ın rızasını kazanmak söz konusu değildir. |
﴾ 3 ﴿