62

«Ya başlarına kendi işlediklerinden ötürü bir musibet geldiğinde halleri nasıl olur? Sonra da gelmişler sana billahi gayemiz sadece bir iyilik etmek ve ara bulmaktan ibaret idi diye yemin ediyorlar.»

Bu ayet-i celîle Sa'lebe ibn Hatib hakkında nazil olmuştur. Sa'lebe bir münafıktı. Zebir ile arasında bir husûmet meydana gelmişti. Aralarındaki husûmeti halledemeyince bir hakem tayin etmek zorunda kalmışlardı. Her ikisi de hakem olarak Peygamberimizi tayin etmişler ve gelip durumlarını ona arzetmişlerdi. Peygamberimiz her ikisini de dinledikten sonra Zebir'in haklı, Sa'lebe'nin haksız olduğunu bildirmişti. Sa'lebe ise haksız bir davanın sahibi olmasına ağmen Peygamberin kendi lehine hükmetmesini istiyordu. Peygamberimiz Zebir'in haklı olduğunu bildirince Sa'lebe darılmıştı.

Resûlüllah’ın hükmü belli olduktan sonra her ikisi birden huzurundan çıkarlar, yolda giderken Mikdad İbn Esved'e rast gelirler, Mikdad Sa'lebe'nin üzgün olduğunu görünce «Resûlüllah hanginiz hakkında hükmetti?» diye sorar. Sa'lebe, ağzını eğerek alaylı bir şekilde Zebir'i işaret eder ve «Amcasının oğluna hükmetti- der. Bunun üzerine Allahü teâlâ yukardaki âyeti inzal ederek münafıklar hakkında şöyle buyurur: 'Ya başlarına kendi işlediklerinden ötürü bir musibet geldiğinde halleri nasıl olur? Sonra da gelmişler sana billahi gayemiz sadece bir iyilik etmek ve ara bulmaktan ibaret di" diye yemin ediyorlardı. Böylece onlar yaptıklarından dolayı başarına bir musibet geldiği zaman bir kâfiri hakem 'tayin etmek işerler de, Hazret-i Muhammed'in davetine icabet etmezler, ondan yüz çerirler ve O'nun hükmü ile alay ederler. Sa'lebe bu âyetin inzal olduğunu işitince Peygamberimize gelir, özür diler ve «billahi gayemiz sadece bir iyilik yapmak ve ara buluculuk etmekti. Senin hükümlerinle istihza etmek değildi» der. Salebe'nin bu itiraflarında samimî olmadığını ve yalan söylediğini Yüce Allah âyetinde şöyle ifade eder: «Sonra da sana gelmişler "Billahi gayemiz sadece bir iyilik etmek ve ara bulmaktan ibaret idi" diye yemin ediyorlardı.» Münafıkların yalan yere yemin ettiklerini, niyetlerinin ara buluculuk olmadığını ve Peygamberimizi inandırmak için böyle söylediklerini Allahü teâlâ Peygamberine beyan ediyor.

62 ﴿