66

«Şayet onlara "Kendinizi feda edin" yahut "Memleketinizden çıkın" diye emretmiş olsaydık pek azı müstesna bunu yapmazlardı. Kendilerine öğüt verilen şeyleri yerine getirseydiler elbette bu, haklarında çok hayırlı ve imanlarını kökleştirme bakımından sağlam bir hareket olurdu.»

Bu âyet-i celile de münafıklarla ilgilidir. Biz İsrailoğullarına dediğimiz gibi, münafıklara da dininizin kabulü için kendinizi öldürün veya muhacirler gibi yurdunuzu terk ederek Peygamberle hicret edin deseydik, içlerinden pek azı bunu yaparlardı. Çoğu menfaatini düşündüğü için, buna asla yaklaşmazlardı. Zamanımızda olduğu gibi, onlar için din önemli değil, menfaat önemlidir. Onlar menfaatleri uğruna dinlerinin ve Peygamberlerinin emirlerini hiçe saymışlardır, içlerindeki azınlıktan maksat Amraar ibn Yasir, İbni Mes’ud ve Sabit hin Kays'dır. Bu zatlar «Allahü teâlâ, bize dininiz uğrunda kendinizi öldürün veya yurtlarınızdan çıkın diye emretseydi, hemen O'na itaat ederdik» demişlerdi. Peygamberimiz onların bu şekilde konuştuğunu duyunca «Bu gençlerin kalbindeki iman büyük bir dağdan daha sağlam ve daha kuvvetlidir» buyurmuştu. Menfaatini düşünüp, Peygamberin hükümlerine itaat etmeyen, muhalefette bulunan münafıklar için de Yüce Allah şöyle buyuruyor: «Kendilerine öğüt verilen şeyleri yerine getirseydiler ve Kur'an'ın hükmü ile amel etseydiler elbette bu, haklarında çok hayırlı ve imanlarını kökleştirme bakımından sağlam bir hareket olurdu. Onlar kendilerine öğüt verilen şeyleri yerine getirmediler. Peygamber'in emirlerine muhalefet ederek, Kur'an'ın hükmüyle amel etmediler. Kendileri için hayırlı olanı terk ettiler ve nifaklarının kurbanı oldular. Zira Allah'ın ve Peygamber'in emirlerine itaat etmeyenler ebedi hüsrana uğrayacaklardır.

66 ﴿